© Çerkezköy Ekspres

ÇERKEZKÖY MEYDANINDA GAZZE’YE DESTEK ÇIĞLIĞI: “GAZZE YALNIZ DEĞİLDİR”

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Çerkezköy Temsilciliği ve TUGVA Çerkezköy Temsilciliği iş birliğinde uzun süredir İsrail işgalinde olan Gazze’ye hayati yardım malzemelerini ulaştırmak için yola çıkan SUMUD Filosu’na destek olmak amacıyla belediye meydanında açıklama yapıldı.

Çerkezköy Belediye Meydanı’nda Cuma namazının ardından gerçekleştirilen açıklamaya; AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Salih Azbay ve yönetimi, Çerkezköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Erkan Zümbül, Çerkezköy Ziraat Odası Başkanı Ali Çolakoğlu, STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

“AYNI KARARLILIKLA BU MEYDANLARDAYIZ”

Programda ilk açıklamayı İHH Çerkezköy Temsilcisi Ercan Bulduk gerçekleştirdi. Bulduk açıklamasında; “Katil İsrail, 1948’den bu yana Filistin halkına yönelik zulmünü sürdürmektedir. Sadece işgal ve ambargo ile değil; hastaneleri, okulları, ibadethaneleri hedef alarak, çocukları ve masum sivilleri katlederek, insanlığın ortak vicdanını yaralamaktadır. Bugün burada bir araya gelişimiz; bu zulme karşı sesimizi yükseltmek, Filistin’in yalnız olmadığını ilan etmektir. Ayrıca dağıtacağımız mavi kurdele, Gazze’ye nefes olmak için yola çıkan Sumud Filosu’na destek sembolüdür. Bu kurdele, vicdanların birleştiğinin, zulme karşı insanlığın yanında olduğumuzun işaretidir. 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’de bir hastaneyi bombalamasıyla tüm insanlığın vicdanı derinden yaralanmıştı. O gece burada toplanarak, dünyanın dört bir yanına çağrıda bulunmuş, bu vahşete “dur” demek için sesimizi yükseltmiştik. Ne yazık ki geçen zaman içinde katliamlar daha da artmış, zulüm daha da derinleşmiştir. Bugün yine aynı kararlılıkla bu meydanda bir aradayız” dedi.

“GAZZE YALNIZ DEĞİLDİR”

Gazze’nin yanında olduklarını ve her zaman olmaya devam edeceklerini aktaran Bulduk; “Gazze’de yaşananlar sadece Filistin halkına değil, insanlığın ortak değerlerine yönelmiş bir saldırıdır. Emperyalist güçlerin ve siyonist işgalin el ele vererek yürüttüğü bu zulüm; hastaneleri hedef alarak, çocukları katlederek, kadınları ve yaşlıları bile gözünü kırpmadan öldürmektedir. Artık sadece bir şehrin değil, koskoca bir halkın varlığı yok edilmeye çalışılmaktadır. Açlıktan ölen bebekler, bombardıman altında can veren anneler, göç etmek zorunda bırakılan yüzbinler… Gazze’deki kardeşlerimiz, İsrail’in uyguladığı insanlık dışı ambargoyu dünyanın ortak iradesiyle kırmayı beklemektedir. Bugün burada yalnızca kınamak için değil; çözümün ve dayanışmanın bir parçası olmak için toplandık. Daha önce Mavi Marmara, vicdan gemileri—Madlen, Hanzala ve daha niceleri—deniz yoluyla ambargoyu delmeye çalışmış, ancak hukuksuzca engellenmişti. Bugün ise tarihin gördüğü en büyük sivil hareketlerden biri yollardadır: 50 ülkeden 44 gemiyle yola çıkan, aralarında aktivistlerin ve vicdan elçilerinin de bulunduğu Sumud Filosu. Yaklaşık bir aydır denizlerde ilerleyen bu filoya, katil İsrail defalarca tacizlerde bulunmuş, dronlarla saldırılar gerçekleştirmiştir. Buna rağmen, hayatlarını ortaya koyan cesur insanlar Gazze’nin nefes alması için yollarına devam etmektedir. Bizler buradan onların yalnız olmadığını haykırıyoruz. Bu filonun bir parçası olmak, sadece denizlere açılmakla değil, meydanlarda ses yükseltmekle, sosyal medyada gündemi diri tutmakla ve vicdanı harekete geçirmekle mümkündür. Bizler buradan söz veriyoruz: Onların yanında olacağız, bu mücadelenin bir parçası olacağız. Ayrıca, her fırsatta tekrar ettiğimiz çağrıyı bir kez daha yineliyoruz: Eğer gerçekten bir şey yapmak istiyorsak, İsrail’in ve destekçilerinin ürünlerini evlerimize sokmayacağız. Boykot, sadece bir tüketim tercihi değil, aynı zamanda zulme karşı en etkili direniş araçlarından biridir. Vicdanımızı satın alamazlar! Basınımıza, sivil toplum kuruluşlarına, tüm vicdan sahibi insanlara çağrımızdır: Bu sessiz soykırıma karşı susmayın. Gazze için, insanlık için, gelecek nesiller için sesinizi yükseltin. Uluslararası hukukun işletilmesi, ambargonun kaldırılması ve adaletin sağlanması için mücadeleye omuz verin. Unutmayalım: Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Biz susmayacağız, biz vazgeçmeyeceğiz. Gazze yalnız değildir, yalnız bırakılmayacaktır! Bu duygu ve düşüncelerle sizleri tekrar selamlıyor ve Allah’a emanet ediyorum” diye konuştu.

“NET MUTLU O’NUN İZİNDEN GİDENLERE”

Ardından açıklama yapan TUGVA Çerkezköy Temsilcisi Murat Karakan da; “Salat ve selam rasül-i zişan peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) üzerine olsun. Bizler o’nu seviyor ve o’na itaat ediyoruz. O’na hürmet edene bizler de hürmet ederiz. O’na sözlü ya da fiili düşmanlık edene bizler de düşmanlık ederiz. Ne mutlu kıyamete kadar o’nun yolunda ve izinde gidenlere” dedi.

“YÜREĞİMİZ KAN AĞLIYOR”

Sonrasında katılımcıları selamlayan Karakan; “Konuşmama Şehid Ebu Ubeyde’nin 18 Temmuz 2025’te yaptığı açıklama ile başlamak istiyorum; ‘Rabbimizin, bu düşmana karşı savaşma emrini bizim yerine getirmemiz maalesef bu görevden kaçan 2 milyarlık müslüman ümmetini aklamaz! Düşmanımız, dünyanın en zalim gücü Amerika tarafından ardı arkası kesilmeyen silah ve cephane ile desteklenirken ümmetimizin yönetimleri ve güçleri cihad topraklarındaki on binlerce kardeşinin öldürülmesini; su, yemek ve ilaçtan mahrum bırakılmasını izlemekle yetiniyor. Ümmetimizin evlatları önünde tüm acı ve keder ile tarihe şu notu düşüyoruz: Ey İslam ümmetinin ve Arap milletinin liderleri! Ey ümmetin büyük partileri ve önde gelenleri! Ey ümmetin alimleri! Siz, yüce Allah katında bizim hasmımızsınız! Her yetim çocuk, Evladını yitiren her anne, Evlerinden sürülen, yaralanan ve aç bırakılan herkes sizden davacıdır! Suskunluğunuz ile yardımsız bıraktığınız on binlerce masumun kanı sizin boynunuzadır! Zira bu zalim ve Nazi zihniyetli düşman, Sizlerden bir misilleme gelmeyeceğini, Susacağınızı ve yardım etmeyeceğinizi bildiği için gözünüzün önünde bir katliam yapmaktadır. Hiç kimse bu akan kanın sorumluluğundan muaf değildir! Gücü ve etkisi oranında harekete geçmeyen herkes için bu söylediğimiz geçerlidir. Vallahi! Düşmanın, ümmetimizi nasıl aşağıladığını ve ümmetimizin üzerine nasıl çullandığını gördükçe yüreğimiz kan ağlıyor. Zira bu düşmanın ne kadar korkak, ne kadar zayıf, ne kadar aşağılık olduğunu, Ve de ne kadar çapsız olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunun da ötesinde bu düşman hakkında ilahi hükmün ne olduğunu çok iyi biliyoruz. ‘Kesinlikle onların kalplerinde sizin korkunuz Allah korkusundan şiddetlidir’ Eğer bu aşağılık, korkak topluluğa İslam’ın izzetinde bir cevap verilseydi işte böyle korkarlardı” ifadelerine yer verdi.

“VAHŞETE SESSİZ KALMAK, İNSANLIK SUÇUNA ORTAK OLMAKTIR”

“Ancak sizin kalplerinizde dünya sevgisi yer etmiş!” diyerek konuşmasını sürdüren Karakan; “Allah bize yeter! O ne güzel vekildir! Büyük, yüce ve şanlı ümmetimiz, Gazze vadisinde kuşatılarak aç bırakılanlara yemek, su ve ilaç ulaştırmaktan mı acizdir? İslam ve Arap topraklarında siyonist bir imparatorluk kurmak üzere, ümmeti ürkütüp belini kırmaya çalışarak akıttıkları kanları durdurmaktan da mı acizdir? Oysa buranın başkenti; Kudüs! Ümmetin ilk kıblesi ve peygamber efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin Mirac gecesi yürütüldüğü yerdir. Yahut burası, bu aşağılık toplumun yıkmak istedikleri o mescidin ta kendisidir! Korkakların gözüne uyku girmesin! İşte hepinizin de bildiği gibi Gazze’nin yiğit adamlarından sade ve sadece biri olan Şehid Ebu Ubeyde şehit olmadan birkaç gün evvel bunları söylemişti. Ve apaçık bir şekilde bizleri birer “hasım” olarak nitelendirmişti. İşte bizler; Şehid Ebu Ubeyde’nin zikrettiği hasımlar arasında olmamak adına bugün bu meydanda toplandık. Ve bu meydandan haykırıyoruz ki; Gazze’de yaşanan vahşet, kesinlikle bir savaş değil, gözlerimizin önünde işlenen büyük bir soykırımdır. Gazze, çağımızın ikinci bir Srebrenitsa’sıdır. Bu soykırım ortasında her daim zalimin karşısında dimdik duran; Şeyh Ahmed Yasin’den Ebu Ubeyde’ye kadar tüm yiğit mücahidlere selam olsun. Şehid olan tüm mücahidlerin Rabbim şehadetlerini kabul buyursun. Hepimiz biliyoruz ki; bu soykırım cenderesinde kadınların, çocukların, yaşlıların hayatı hiçe sayılmış; açlık ve kuşatma bir silah olarak kullanılmıştır. Tüm bu vahşete sessiz kalmak, düpedüz bu insanlık suçuna ortak olmaktır.

“RABBİM DEVLETİMİZİ KORUSUN VE YÜCELTSİN”

İsrail’e karşı en güçlü mücadelenin boykot olduğunu dile getiren Karakan; “Tarih bize önemli dersler bırakmıştır. Hz. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimiz, Hayber Kalesi kuşatmasında hurma ağaçlarının kesilmesini emrederek düşmanı ekonomik ve psikolojik olarak zayıflatmıştır. Yahudiler ise, hurma ağaçlarını kaybetme korkusuyla kendi içlerinde bölünmüş, dirençleri kırılmıştır. Böylece Hayber kalesinin fethi kolaylaşmıştır. Bu tarihi olay, bizlere bazı şeyleri öğretmektedir. Adalet için verilen mücadelenin ekonomik darbelerle de kazanılabileceğini göstermektedir. Şüphesiz ki; bugün aynı hakikat karşımızdadır: İsrail’e, bu hastalıklı kavime karşı yapılacak en güçlü mücadele, boykottur. Zulmü besleyen ticari ilişkilerin kesilmesi, işgale finansman sağlayan ürünlerin reddedilmesi ve uluslararası alanda ekonomik baskının artırılması, işgal politikalarının zayıflatılmasında en etkili yöntem olacaktır. Bilinmelidir ki;boykot, çağımızın en meşru direniş yoludur. Ayrıca şunu da kesin bir şekilde yüksek sesle dile getiriyoruz ki; zulüm sadece ekonomik baskılarla değil, gerektiğinde fiili ve askeri yollarla da bastırılabilir! Bastırılmalıdır! Ve şüphesiz ki; İsrail kesinlikle ancak ve ancak güçten anlar! Tarih boyunca zulüm karşısında direnen halklar, önünde sonunda hürriyetlerini kazanmışlardır. Zulüm sürdükçe, elbette ki direnç de sürecektir. Ve bilinmelidir ki, zulüm ne kadar güçlü görünürse görünsün, hiçbir zulüm sonsuza dek ayakta kalamaz. Bugün bu meydandan haykırıyoruz ki; bir gün gelecek bir gün kalacak. Ve o gün bu azılı siyonist şebeke olan katil devlet İsrail için gargad ağâcı dahi bir sığınak olamayacaktır. Tarihin hükmü açıktır: zulmün kökü kazınır, adalet er ya da geç galip gelir. Sumud Filosu, işte tüm bu dile getirdiklerini arasında apaçık hakikatin bir sembolüdür. Yalnızca insani yardım taşıyan bir filo değil; aynı zamanda insanlığın vicdanını, boykotun gücünü ve zulme karşı direniş iradesini dünyaya haykıran bir çabadır. Bizler, bu meydanda bu haysiyetli yolculuğun yanında olduğumuzu ilan ediyor; Sumud Filosu’nun adalet ve insanlık için açtığı yolda kararlı bir şekilde durduğumuzu vurguluyoruz. Rabbim hiçbirimizi, Ebu Ubeyde özelinde Gazze’li mazlumların hasımları arasına yazmasın. Rabbim Gazze için elinden geldiğince çırpınan 7’den 70’e tüm vatandaşlarımızdan, bürokratlarımızdan ve de devlet adamlarımızdan razı olsun. Rabbim devletimizi korusun ve yüceltsin. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER