Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

PANDEMİ SÜRESİNCE MÜZİK ÖNEMLİ

PANDEMİ SÜRESİNCE MÜZİK ÖNEMLİ
Başakşehir Okulları akademik eğitimin yanı sıra “ruhun gıdası” olarak tanımlanan müzikle de çocukları geleceğe hazırlamaya devam ediyor. Müzik Öğretmeni Gizem Tuna, pandemi sürecinde müziğin önemine vurgu yaparak, “Müziğin insan psikolojisi üzerinde yadsınamaz bir iyileştirici gücü olduğu herkesçe bilinir. Müziğin, çocuklar bakımından kabiliyetin ve ilginin keşfi için pandemi sürecini oldukça belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada ebeveynlerin bu zorlu sürecin dezavatajlarındansa avantajlarını kullanabilmek maksadıyla çocuklarını müzik üretimine teşvik etmelerini öneririm.” dedi.

Başakşehir Okulları, pandemi sürecinde uzaktan eğitimle öğrencilerine destek vermeye devam ediyor. Uzaktan eğitimin devam etiği bu süreçte müziğin önemine bilim insanları vurgu yapıyor. Bu kapsamda Başakşehir Okulları Müzik Öğretmeni Gizem Tuna ile müzik ile pandemi süresi arasındaki ilişkiyi anlattı.

EĞİTİM HAYATINDAN BAHSETTİ

2009 yılında lise korosunda korist ve solist olarak müzik serüvenine başlayan Tuna, kendisini şu sözlerle tanımladı; “İsmim Gizem Tuna, 2009 yılında lise korosunda korist ve solist olarak başlayan amatör müzik serüvenimi, 2011 yılında Dört Telli İstanbul kemençesi/klasik kemençe ile tanışmamın ardından akademik bir zemine taşımaya yönelik girişimlerde bulundum. Bu doğrultuda 2013 yılında lise öğreniminin akabinde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü’nde lisans öğrenimime başladım. 2015 yılında TRT İstanbul Radyosu TSM Gençlik Korosu’nda korist olarak yer aldım. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Akademisyen Korosu, İstanbul Üniversitesi ODKM Öğrenci Korosu gibi topluluklarda korist, solist ve kemençevi olarak görev yaptım. Lisans mezuniyetimin ardından, 2017 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Müzikoloji Yüksek Lisans Programı’nda öğrenim görmeye hak kazandım. Benzer zamanlarda çeşitli ulusal ve uluslar arası sempozyum ve çalıştaylarda konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldım, projelerde proje asistanı olarak görev yaptım. 2019 özel bir kurumda müzik öğretmeni olarak görev yapmaya başladım. Hâlihazırda Başakşehir Okulları’nda müzik öğretmenliği görevimi sürdürmekteyim. İstanbul kemençesinin yanı sıra, piyano, ukulele ve şan eğitimi vermekteyim.

“AİLEMDE PROFESYONEL MÜZİK İCRACISI YOKTU”

Müzikle ilişkisinden bahseden Tuna; “Ailemde yahut çevremde profesyonel müzik icracısı herhangi bir birey yoktu fakat müziğe kabiliyeti olan kimseler vardı. Dolayısıyla bilinç dışı bir biçimde çevresel kulak dolgunluğu ile şarkı söyleyerek müzik yapmaya başladım, ilkokulda iken bir süre klasik gitar çaldım. Sahne sanatları içeren etkinliklerde yer aldım. İzleyen yıllarda lise kademesinde iken müzik, kariyer planlaması hususunda beni mutlu edeceğini ve başarılı olabileceğimi ön gördüğüm bir disiplin olarak karşıma çıktı” ifadelerine yer verdi.

“EDİNDİĞİM MİSYONU ÖĞRENCİLERE AKTARMA GAYRETİNDEYİM”

Müzik alanında akademinin ardından müzik eğitimi üzerine çalışmaya başladığınızı belirten Tuna, şöyle devam etti; “Eğitimini aldığım Müzikbilim alanı disiplinler arası yaklaşım ile çalışan bir alan. Yükseköğrenimde edindiğim bu misyonu okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve lise kademelerine aktarmak gayretindeyim. Söz konusu yaklaşım, eğitim alanında sistematik ve ilerici adımlar atan her kurumun ve eğitimcinin benimsediği güncel bir yaklaşımdır. Sosyal ve formel bilim dallarının, disiplinler arası yaklaşım ile ele alındıklarında diğer bilim dallarıyla girift oldukları gözlenir. Müzik, matematik; tarih, sosyoloji, fizik, psikoloji, edebiyat, dilbilim gibi bilim-sanat dalları ile ilişkilendirilebilir. Benimsediğim müzik eğitimi modeli klasik sanat eğitiminin yanı sıra söz konusu alanların müzik üzerinden okunabilmesine, öğrenilmesine ve anlamlandırılmasına imkân sağlamaktadır” diye konuştu.

“MÜZİĞİ BÜTÜNSEL YAKLAŞIMLA ELE ALIYORUZ”

Müzik eğitiminin beynin gelişmesine de katkı sağladığını ifade eden Tuna; “Bu konu hakkında ispatlanmış çok sayıda tez mevcut. Müzik üretme işlevinin, beyinde belli bir merkezi olmadığı, görme, işitme, koordinasyon, hareket etme merkezleri gibi birçok bölgeyi kapsayan geniş bir alanda meydana geldiği ve bu bölgelerin yapısal olarak farklılaştığı bilinmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar, 7 yaşın beyin gelişimi açısından kritik bir dönem olduğunu göstermektedir. Bu bölgeler beyinde, müzik ve görsel mekânsal organizasyon, sözel öğrenme, matematik, işitsel ve görsel hafıza gibi bazı müzik dışı fonksiyonların da işlem gördüğü ortak alanlar olarak kullanılmaktadır. “Müzik, beynin diğer zihinsel becerilerini geliştirebilir mi?” sorusuna cevap aranması maksadıyla İTÜ ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi işbirliğiyle bir araştırma planlanmıştır. Araştırmanın örneklemini yedi yaş öncesinde ve sonrasında müzik eğitimine başlamış ve hiç müzik eğitimi almamış, yaş ve eğitim seviyeleri birbirine denk 19 kişiden oluşan üç grup oluşturmaktadır. Yapılan analizler sonucunda, müzisyenlerin müzik dışındaki problemleri çözmek için de, beyinde müziği çözümledikleri mekanizmaları kullandıkları ortaya çıkmıştır. Bu ve benzeri araştırma sonuçlarından hareketle, müzik üretiminin ya da icrasının, bireyin bilişsel ve sosyal zekâsına olan katkısının yadsınamayacak boyutlarda olduğunu gözlemliyoruz.

Özel Başakşehir Okulları olarak, müzik öğrenimini bu bütünsel yaklaşımla ele alıyoruz. Akademik derslere entegre edilmiş müfredat vasıtasıyla tam öğrenmeyi destekliyoruz” dedi.

“TERCİHİMİZ ERKEN DÖNEM”

“Bahsettiğim üzere müzik eğitiminde tercihimiz erken dönemdir” diyen Tuna, şöyle devam etti; “Müziğin bireyler tarafından keşfi ilk olarak ritim unsurunun kullanımı ile ortaya çıkar. Bunun sebebi, sanat – eğitim kaygısı gütmeksizin gündelik hayata dair her şeyin ritmik bir düzen içerisinde süregeliyor oluşudur. Bu vesile ile çocuğun müziğe dair ilk keşfi basit ritmik kalıplardır. Akabinde düzenli – düzensiz seslerin, doğal ve yapay ses kaynaklarının keşfi gerçekleşir. Bu bilinçten hareketle Body Percussion, Orff – Schulwerk yaklaşımı gibi hareket – senkronizasyon kabiliyetlerine dayanan metotları kullanır ve öneririz. İlerleyen yıllarda erken dönemde oluşturulan bu ritim bilinci zemininin üzerine klasik çalgı eğitimi metotları ve temel solfej  - nazariyat bilgisi eğitimi eklenerek profesyonel müzik eğitim sürecine başlanmış olur” şeklinde konuştu.

“ÇALGILARIN GÖRÜNTÜLERİ GÖSTERİLİP SESLERİ DİNLETİLİR”

Öğrencinin ilgisine göre kabiliyetinin ortaya çıkarıldığına dikkat çeken Tuna; “Çocuğun müziğe ilgisi ya da kabiliyeti olup olmadığını belirlemek için çalgıların görüntüleri gösterilip sesleri dinletilir. Çocuğun ilgisi doğrultusunda belirlediği çalgıyı çalmak üzere fiziki uygunluğu ölçülür. Fiziki uygunluk koşullarını el parmak yapısı, boyutları, ağız yapısı ve bazı istisnai çalgılar için çocuğun boyunun yıllar içerisindeki gelişimi ile ilgili bulunulan öngörüler oluşturur” dedi.

UZAKTAN EĞİTİM

Uzaktan eğitim sürecinde neler yaptıklarından da bahseden Tuna; “Öncelikle uzaktan eğitim ve online eğitim modelleri daha evvel ülkemizde sık tercih edilen eğitim modelleri değildi. Pandemi ile beraber girilen sürecin eğitim alanına yansımaları gerek özel gerekse devlet kurumları bakımından zorlayıcı olduğu yönündeydi. Buna karşın kurum olarak hızlıca gerçekleştirilen başarılı bir kriz yönetiminin nihayetinde müzik eğitimi alanında neredeyse yüz yüze eğitimi aratmayacak bir teferruatla derslerimizi gerçekleştirmeye başladık. Global çapta kullanılan online müzik eğitimini içeren modellere dair literatür taramaları gerçekleştirdik ve müfredatımızı buna göre şekillendirdik. Ders anında müzik terimleri bilgisi içeren interaktif oyunlar oynadık, eser icrası içeren videolar çekerek kurumumuza ait online sınıflardan oluşan sistem üzerinden ödevlendirme gerçekleştirdik. Öğrencilerimizin icralarının yer aldığı videoları müzik ve video programları üzerinden birbirine entegre ederek törenler gerçekleştirdik, bu sayede milli bayram ve yas günlerimizi dahi ihmal etmedik. Müzik kültürüne dair eğitici eğlenceli görsel ve işitsel ögelerin yer aldığı animasyonları online olarak öğrencilerimizle birlikte izledik. Animasyonlardan öğrendiğimiz çocuk şarkılarını evdeki basit materyallerle yaptığımız çalgılar ile çaldık” ifadelerini kullandı.

PANDEMİ DÖNEMİNDE NELER YAPILMALI?

Ailelere pandemi döneminde önerilerde bulunan Tuna; “Müziğin insan psikolojisi üzerinde yatsınamaz bir iyileştirici gücü olduğu herkesçe bilinir. Pandemi sürecinde yaş farketmeksizin faydalı vakit geçirme ve üretme kaygılarıyla toplumun büyük çoğunluğunun belli başlı alanlara yöneldiğine tanıklık ettik. Müzik de bu alanlardan biriydi. Çocuklar bakımından kabiliyetin ve ilginin keşfi için pandemi sürecini oldukça belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada ebeveynlerin bu zorlu sürecin dezavatajlarındansa avantajlarını kullanabilmek maksadıyla çocuklarını müzik üretimine teşvik etmelerini öneririm. Bunun sınırlı fiziki koşullarda ve düşük bütçelerle gerçekleştirilebilecek en faydalı aktivitelerden bir olduğu kanısındayım. Hatta bu üretim aşamasında ebeveynlerin çocuklarına eşlik etmelerinin çok daha iyi olacağını savunuyorum” dedi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!