Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

ÇERKEZKÖY SİYASETİNDE YASEMİN ERSEÇKİN SORUNU

03 Şubat 2023, Cuma 17:58

“Kıymetli basın mensubu arkadaşlarım; yarın davetli olduğumuz CHP İlçe Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu birlik beraberlik kahvaltısına şu dakika gelişen bir sebep ile katılamayacağımı bildirmek isterim. Bunun ile alakalı farklı bir fikir üretilmemesi sebebi ile yarının telaşından atlarım ihtimali ile bu saatte sizlere mesaj atarak rahatsız ettiğim için özür dileyerek konuyu paylaşmak istedim. Herkese İYİ geceler diliyorum”

***

Sayın başkana haksızlık olmasın diye katılamadığı toplantının kendince biz basın mensuplarına attığı basit gerekçeyi aynen başa koyuyorum. Bir de bizim gözümüzden irdeleyelim.

***

Sayın başkan bu akıl size mi ait, başkaları mı verdi bilmiyorum ama çok yanlış bir hamle gibi geldi. Birincisi senin gitmediğin masa; senin genel başkanının oturduğu masadır. Senin oraya gitmemen genel başkanına muhalefettir. Başta İYİ Parti yönetim kurulu üyelerine ve ilçedeki Millet İttifakı ilçe başkanlarına resmen saygısızlıktır. Ani bir durum gelişebilir, burada sorun yok. Toplantıya da gelemeyebilirsin. Asıl sorun şu; İYİ Parti’nin tek sorumlusu siz değilsiniz. Partinin 33 tane daha birim başkanı ve yönetim kurulu üyeleri var. Hiç biride mi uygun değildi, yoksa uygun mu görmediniz?

Ya da ayağınız yere mi basmıyor? Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızı bostan korkuluğu olarak mı görüyorsunuz? Bu ne tutarsızlık. Gidemiyorsanız, partili bir arkadaşınızı görevlendirebilirdiniz. Bu tavır su götürmeyecek kadar art niyetli ve İYİ Parti’nin kurumsal kimliğine zarar vermektir.

***

Bu tavrınız yüzünden, yanınızda kimse kalmıyor. Bu tavrınız yüzünden Çerkezköy’de parti üyelerinizin çok büyük çoğunluğu size muhalif. Siyasetçi, toplumun aynası olması lazım. Perdenin önünde ayrı arkasında ayrı, oyun sergilediğiniz zaman insanlar saf değil. Oyuncu olduğunuzu görür, güvenirliğini ve inanılırlığını kaybedersin. Siyaset uzun soluklu bir iştir. Perdenin önünde ayrı arkasında ayrı hesaplarla, entrikalarla kısa dönemde insan kazanmış gibi görünse de uzun vadede siyaset kurumunun bu tür insanları çok feci şekilde gömdüğünü bu gözlerimle şahit oldum. Şahsının oluşturduğu problemlerden dolayı insan içinden ‘Allah muhafaza bu daha bir şey olmadan böyle yapıyorsa, olduğunda ne yapar’ diye geçmiyor değil. Sevgili başkan daha işin başındasın. Bence sen akıl hocanı değiştir.

***

Toplantıya Saadet Partisi İlçe Başkanı da katılmamasına rağmen başkanlık adına toplantıya katılması için başka bir partili arkadaşı görevlendirmiş. Vurdum duymaz bir tavırla basit bir mesajın arkasına sığınmamış. Bu attığınız mesaj toplantıya katılım sağlayan Millet İttifakı ilçe başkanlarına da saygısızlıktır. Unutma bir araya gelmek başlangıç, bir arada durabilmek ilerlemek, birlikte çalışmak başarıdır. Sayın başkan sen bu tavırla neyi nasıl başaracaksın? Partini hangi konuma getireceksin?

***

Bugün bu davranışını duyunca gerçekten İYİ parti adına, uygun görüp o toplantıya katılmak için görevlendirmediğin yönetim kurulu üyesi arkadaşlar adına ve katılım sağlayan Millet İttifakı ilçe başkanları adına çok üzüldüm ve utandım. Siyaset zor iş. Bu işi kaldırabilmek için kurumun başındakinin “Ehemniyetli ve liyakatli” olması gerekiyormuş. Kılavuzu karga olanın gagası çamurdan eksik olmazmış. Çerkezköy’de birçok siyasetçide uyarmamıza rağmen aynı sendromu yaşadı. Bu tür kargaların geçici bir süre kalemini satın alıp anketsiz, künyesiz manşetinde yılın ilçe başkanı haberini her ne kadar yayınlatsan da her zaman yılın ilçe başkanını da, belediye başkanını da her zaman kamuoyu takdir etmiştir. Bu tür kargalara, pardon kalemlere satılık dememin nedeni; satın aldığını, yemini verdiğini, sen bana söylemiştin. Eğer kabul etmiyorsan bir dahaki sefere de onu kaleme alırız. Zaten o kargayı da, kamuoyunda şantajıyla, montajıyla, dolandırıcılığıyla, herkes tanıyor ve yaka silkiyorken bizim İYİ Parti ilçe başkanı ondan medet umuyor. Bu kargayı hakkındaki bu şaibeler ve benim yanımda memleketin alınteriyle kazanmış evlatlarına kurmak istediği tuzakları, biriktirdiği arşivleri ve yaptığı söylemleri dehşet içinde görünce, duyunca kovdum. Şimdi bu karga çıkmış senin yanlış yaptığın bir durum hakkında fütursuzca savunup, yok “Cemalettin Turlin gelmiş o yüzden katılmazmış” diye basite indirmeye, hedef saptırmaya çalışıyor. Eğer Cemalettin Turlin’den dolayı gitmediysen o daha vahim bir durum. Çünkü onun temsil ettiği partinin genel başkanı ile senin temsil ettiğin partinin genel başkanı aynı masada oturuyor. Sen partine ve genel başkanına ihanet mi ediyorsun? Yoksa sen onlardan daha mı iyi biliyorsun?

***

“Yanlış yapmışız Yasemin Erseçkin’i ilçe başkanı yapmamalıymışız” diye içimden geçmiyor değil. O karganın bir zamanlar tutunacak dalı kalmamıştı. Kendisine el uzatıp bataktan çıkardıktan sonra bana da tuzak kurdu. Başarılı olamadı, kovuldu. Şimdi Çerkezköy’ün başına bela olmuş. Bazen vicdanımla baş başa kaldığımda bir insanı bataktan çekip çıkarmak; durumu, vicdanımı rahatlatsa da Çerkezköy’e yaptığı kirli haberlerden dolayı üzülüyorum. Aynı senaryoyu senin için düşündüğümde sayın Erseçkin; hikaye, hemen hemen aynı. Yine bir sonbahar sabahıydı, sen yanıma gelmiştin, bitkin bir şekilde “Abi partide bana tahammül edemedikleri için yönetim komple istifa etti, bana dal olur musun” dediğinde ben gövde oldum. Sen tutunacak dal ararken, seni bu durum ve makamlara getirdik. Şimdi düşünüyorum da yine yanlış mı yaptık. Seni de bazı kargalar gibi Çerkezköy’ün başına bela mı ettik? Karga demişken aklıma geldi, köşe yazısında duyduğum kadarıyla Nadir Tür’ü, ittifak masasındaki resminden dolayı Çerkezköy’de “İkinci Necati Aksu vakası” benzetmesiyle Gelecek Partisi’ne atıfta bulunmuş. İyi niyetle oturulan masayı provoke etmeye çalışmış. Ben şahsen Ayfer Dönmez ve Hüseyin Ülger’in, Veysel Karakoç’la Nadir Tür’ün, Erkan Zümbül’le Necati Aksu’nun birbirlerine uyum içinde hareket etmeleri, birbirlerini tamamlamaları açısından çok imrenerek takip ediyorum. Toplantıya temsilci gönderemeyenler varken, ben Erkan Zümbül’ü de Necati Aksu’yu da hele özellikle  Nadir Tür’ü de çok eskiye dayanarak tanırım. Kimi lastikçilikten, kimi tatlıcılıktan gelmiştir. Hele hemşerim Nadir Tür’ü, kardeşimin ne zor şartlar altında dişleriyle, tırnaklarıyla, alın teriyle kaza kaza bu durumlara geldiklerini çok iyi bilirim. Bu yüzden kalemini satmış, kendini satmış şahsiyetsizlerin rencide edici provoke edici yazılarına sessiz kalamam. Bu tür asalak kargalar, kırk yıl noktası virgülü eksiksiz yazsalar, bu bahsettiği arkadaşların alın terlerinin sadakası etmez vesselam.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum