“HER 10 ÖĞRETMENDEN 1’İ ÜCRETLİ, AMA SİSTEMDE ADI YOK”
Avşar, 2023-2024 eğitim öğretim yılı itibarıyla resmi okullarda görev yapan yaklaşık 993 bin öğretmenin 86 binden fazlasının ücretli statüde olduğunu belirterek, bu öğretmenlerin yaklaşık 2 milyon öğrenciye ders verdiğini ifade etti. Ancak bu öğretmenlerin yasal bir statüye sahip olmadığını, bakanlık sisteminde tanımlı olmadıklarını vurguladı.
BAKAN’A TEPKİ: “ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK YOKSA BU KADAR BAŞVURU NEDEN?”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Ücretli öğretmenlik diye bir şey yok” açıklamasına da atıf yapan Avşar, bu söylemin büyük bir haksızlık doğurduğunu söyledi. “Sayın Bakan böyle bir tanımın mevzuatta yer almadığını söylese de öğretmenler hâlâ e-Devlet üzerinden ‘Ücretli Öğretmenlik Başvurusu’ yapıyor. Tanımı olmayan bir sistemde on binlerce kişi nasıl çalışıyor?” diye sordu.
“KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞIYORLAR, EMEKLİ BİLE OLAMIYORLAR”
Avşar, ücretli öğretmenlerin asgari ücretin altında gelirle, sosyal güvenceden yoksun biçimde çalıştırıldığını belirterek şu sorunlara dikkat çekti:
Yaz tatili, sömestr, bayramlar gibi dönemlerde ücret alamıyorlar.
Nöbet ücreti, ders hazırlık ödeneği, izin hakları yok.
15-20 yıl çalışan birçok öğretmenin emeklilik hakkı bulunmuyor.
Atama süreçleri çoğu zaman ikili ilişkilerle ve referanslarla yürütülüyor.
“MEVZUAT YOKSA HAK NASIL ARANACAK?”
Avşar, mevcut sistemin hukuki dayanağının belirsizliğine de dikkat çekerek, ücretli öğretmenlerin başvuru, kabul ve çalışma şartlarını düzenleyen yasal bir çerçeve bulunmadığını ifade etti. Disiplin işlemlerinde hangi yönetmeliğe tabi olduklarının dahi belli olmadığını söyleyen Avşar, bu belirsizliğin öğretmenlerin haklarını kullanmasını engellediğini dile getirdi.
“SÖZLEŞMELİ STATÜYE GEÇİŞ VE HAKLARIN TESİSİ SAĞLANMALI”
Avşar, Bakan Tekin’e yönelttiği sorularla, ücretli öğretmenlerin sisteme resmî olarak tanımlanması, özlük ve yan haklarının düzenlenmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve nitelikli öğretmenlerin sözleşmeli statüye geçirilmesine yönelik bir yasal çalışmanın olup olmadığını sordu. Ayrıca uzun yıllar bu şekilde görev yapmış öğretmenlerin emeklilik ve diğer sosyal haklara erişimi konusunda bir planlamanın olup olmadığını da gündeme getirdi.
“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET” VURGUSU
Avşar, öğretmenler arasındaki gelir ve hak eşitsizliğine de değinerek, “Aynı işi yapan, aynı sorumluluğu taşıyan eğitimciler arasında bu kadar uçurum olması kabul edilemez. Eşit işe eşit ücret ilkesi, eğitimde adaletin temelidir” ifadelerini kullandı.
SİSTEMİN YÜKÜNÜ TAŞIYORLAR AMA HAK ETTİKLERİ YERDE DEĞİLLER
DEVA Partili Avşar’ın Meclis gündemine taşıdığı bu konu, eğitim alanında süregelen yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. On binlerce öğretmenin statüsüz ve güvencesiz şekilde sistemin yükünü sırtlamasına rağmen, hâlâ resmi olarak tanınmaması büyük tepki topluyor. Avşar, konunun takipçisi olacaklarını ve eğitimde adaletin sağlanması için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.