Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

“HDP’NİN TEKLİFİ KABUL EDİLİYOR, CHP VE İP YANCILIK YAPIYOR”

“HDP’NİN TEKLİFİ KABUL EDİLİYOR, CHP VE İP YANCILIK YAPIYOR”
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın; “Dünyada yalnızız. HDP’nin teklif ettiği her şey kabul ediliyor, yalnızız. CHP ve İP yancılık yapıyor, Demirtaş’ı alkışlıyor hep bir ağızdan. Affedilmesi lazım diyorlar. Nasıl affolur ya, Kobani olaylarında milleti sokağa çağırıp bir sürü şehidimize sebep olan bir katil” dedi.

İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma programı kapsamında MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, MYK Üyesi Murat Turna, Koray Önsel, Tekirdağ İl Başkanı İlker Yücel ve MHP Çerkezköy İlçe Başkanı Ahmet Aydeniz’in katılımıyla Çerkezköy’de program düzenlendi. Düzenlenen programa AK Parti 25 ve 26. Dönem Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan, geçmiş dönem Çerkezköy Belediye Başkanı Ali Ertem, AK Parti Çerkezköy İlçe başkanı Kamil Çetintaş, meclis üyeleri ve STK’lar da katılım sağladı. Programda MHP Çerkezköy İlçe Başkanı Ahmet Aydeniz, MHP Tekirdağ İl Başkanı İlker Yücel, MYK Üyesi Koray Önsel, MYK Üyesi Murat Turna konuşma gerçekleştirdi.

“KRİZ YÖNETEBİLMİŞ SİYASİ LİDERLE ÇALIŞIYORUZ”

Katılımcıları tek tek selamlamasının ardından konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ruhi Ersoy da şunları söyledi; “Çerkezköy’ün bir Türkiye mozaiği olduğunu izliyor, okuyorduk. Fakat şimdi görüyoruz. Anadolu’nun her bir şehrinden, çoluğunun çocuğunun rızkı için ekmeğinin peşine düşerek buralara gelen, değerleriyle beraber yaşamak ülküsüyle yola çıkan sizleri alkışlıyoruz. Hepinizden Allah razı olsun” dedi. Ersoy, konuşmasına şu sözlerle devam etti; “Yanı başınızda henüz daha Suriye sorunları çözülmemiş, Türkiye onları misafir ediyor. Başımıza bir hal gelse biz burdan Yunanistan’a Bulgaristan’a gitmeyi aklımızdan bile geçirmeyiz. Gitmeyi düşünsek de bineceğimiz tekneyi batıracaklarını çok iyi biliyoruz. İki 84 milyonluk Türkiye’de 84 arkadaşımız bundan 2 ay önce Rusya Ukrayna savaşacak, dünya savaşın eşiğine gelecek diyebildi mi? Söyleyemedi. Ama bunu söyleyen bir siyasi lider var, onun adı Devlet Bahçeli’ydi ve Milliyetçi Hareket Partisi’ydi. Sömürü sistemi ile oluşan Birinci Dünya Savaşı, daha sonra kaynakların adil paylaşılması dileğiyle çıkılan İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeni düzende böyle gidilemeyeceğini, dünyadaki bu kurulan sistemin çökeceğini, insanlara huzur getirecek fikri Ankara merkezli bir siyasette olacağını sürekli vurguluyoruz. Biz kriz yönetebilmiş siyasi liderle çalışıyoruz” dedi.

“MUHALEFET DEMOKRASİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR”

“Biz buraya akıl vermeye ukalalık yapmaya gelmedik” diyen Ersoy, konuşmasında; “Tanık olduklarımızı anlatmaya, bir ve beraber olmamız gerektiğini anlatmaya geldik. Değerli hazirun, şimdi Türkiye’de sözüm ona yol yürüyen muhalefet, Türkiye tarihine, geleceğine mi muhalefet ediyor, yoksa siyasi iktidara, liderlere mi muhalefet ediyor? Muhalefet demokrasinin vazgeçilmezidir. Demokrasilerde yönetimin sorunsuz şekilde el değiştirmesi olgun demokrasinin işaretidir. Ama arkadaşlar Türkiye’de 2011 yılından sonra muhalefetin hafızası, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı tecrübeler bir değişimin içerisine girdi. Ele geçirilmek ve sistemi başka bir şekilde manipüle etmeye yöneldi. Atatürk’le beraber görülen bir milli devletin arkasında bir zihniyetin Anadolu’da bir millet inşa etme süreciyle başladı. Sizin, ananızın, dedenizin okuduğu Kur’an’ı, ezanı reddeden bir zihniyet yeni bir Anadolu inşa etmeye çalıştı bu topraklarda. Bunun adına ‘Milli Şef’ deniyor. Milli Şef denilen bu zihniyet nefes aldığı hallerde birilerinin küresel projelere karşı geldiği gerekçesiyle, bu millette başbakanlar asılıyor. Bu memlekette, Kıbrıs’ta vatan kurtarmaya çalışan Fatin Rüştü Zorlu’lar sadece ve sadece Menderes’in yol arkadaşı olduğu için değil Kıbrıs’ı kurtarma hedefleri yaptığı için şehit ediliyor. Türkiye için bir şey yaptığı kabul edilmese bile Kıbrıs için çok iş yaptım diyor idam sehpasına giderken. Meşruiyetini anayasadan aldığını söyleyen bir Gladyo, NATO uzantısı, Oligark zihniyetinde yapılar karşımıza çıkıyor. Çünkü 1961 Anayasa’sına milletin iradesine devletin içerisinde atamalarla yapılmış olan kurumlar temsil eder diye bir madde koyuyorlar. Sonra Milli Güvenlik Kurulu’ndan tutun Anayasa Mahkemesi’ne kadar senin benim, bana benzeyen insanların çocuklardan devşirip kendilerine adeta devşirme kapıkulu yaptıklarını ‘Memlekette demokrasi de bir yere kadar’ deyip milletin iradesini devlete dönüştürme mücadelesini vermeye kalkanların tepesine tepesine her yasalardan haklarını alıyoruz. ‘Bizim darbe yapmak anayasal hakkımızdır’ diyerek müdahaleler yapılıyor” ifadelerine yer verdi.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’Nİ ANLATTI

Ersoy; “FETÖ’nün mecburiyetten kaynaklı kalkışması ve 15 Temmuz ihanetinden sonraki süreç bizim karşımıza yeni bir yönetim anlayışını ortaya koydu. Bunun adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedik. Bu sistemi sayın Genel başkanımız teklif etmiş, sayın Cumhurbaşkanımız kabul etmiş, akşamdan sabaha bu iş bitmiş değildir arkadaşlar. Bu sistem Türk Milleti aklıyla, geçmişten bugüne tartışılmış, konumlanmış. Çünkü karar alma mekanizmasının merkeze alınması, istihbarat kaynaklarının tek merkezde olması, iç ve dış politikada seri hareket edebilme ve devleti dinamik tutabilme konusunda 70’li yıllarda rahmetli başbuğumuzdan, Özal’a, Demirel’e kadar bu konuda fikirleri olan siyasiler ve devlet adamları olmuştur. Ama asıl kırılma 367 krizinin yaşandığı 2007 yılında olmuştur. 2007 yılında Cumhurbaşkanı süresi doldu. Ahmet Necdet Sezer’in yerine Cumhurbaşkanı seçilecek. Mecliste 2 parti var, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi bir şablon arıyor. Eşi başörtülü olmayacak, kendisi işte kılarsa cumadan cumaya namaz kılacak, seküler olacak, laik olacak vs. Hatırlayın o dönemleri. Bütün bu tartışmalara rağmen sayın Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ü aday gösteriyor. Sonra E-Muhtıra çekiyorlar. Sonraki süreçte de 2 ay seçim erkene alınıyor ve meclis yeni yapısını oluşturuyor. MHP de meclise giriyor. Mecliste genel başkanımıza sorulan ilk soru ‘Cumhurbaşkanı seçimi konusunda ne düşünüyorsunuz?’ biz seçim olduğunda orada olacağız, adayımızı göstereceğiz ve kilitlenen o sistemi açacağız. Ondan sonra seçimden sonraki Cumhurbaşkanı geliyor. Ama sonra siyasi iklim bir karar alıyor ve cumhurbaşkanını halk seçsin deniyor. Sonra önümüze gelen referandumda ‘Ben cumhurbaşkanını seçiyorum’ diyorsunuz. Sonrasında sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki ‘Tek maddelik değişim devlette sıkıntı yaratır. Bunu toplu bir değişikliğe götürelim’ diyor. Ama siyasi iklim buna müsaade etmiyor, olmuyor. MHP de tek maddelik bir anayasayla değişim olursa bu devlette iki başlılık olur diyor. Dolayısıyla ben hayır oy vericem ve ‘Kahverengi gözlerin’ şarkısını söylücem diyor. Çünkü hayır oyunun rengi kahverengi. Sonrasında bu konu 7 yıl uykuya geçiyor. 2014’te sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan seçildikten sonra yetkisini kullanıyor, çünkü siyasi aktör benim diyor. Sonra yerine bıraktığı Davutoğlu bundan rahatsız oluyor. Amerikayla görüşüyor, Almanya ile görüşüyor, hatırlarsınız o dönemleri. Sonra Davutoğlu tasfiye ediliyor ve uyumlu olan Binali Yıldırım başbakan oluyor. Yarınlara dair bu problem uyurken başımıza 15 temmuz felaketi geliyor. Bir OHAL ve KHK ile devlet yönetilmeye başlanıyor. OHAL’i kaldırdığımızda başbakanlık yetkisi krizi yönetmeye yetmiyor. Genel başkanımız da 2016’da yetki kriziyle ilgili konuşma yaptı. Ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni sundu, 24 maddeyi 18 maddeye düşürdü ve 16 Nisan 2017’de seçime sunuldu ve Anayasa’ya geçti. Fakat bunu bir an önce uygulamaya koymak için 2018’de seçim olması için çağrı yaptık ve seçimle uygulamaya geçildi. Muhalefet hak etmediği yerde, o dönemki seçim yasası ayrıntılara geçilmediği için daha fazla milletvekili çıkardı. Örneğin ben Osmaniye’de seçilemedim. Ama Kızıl Elma’ya yürüyen Türk Milli Devleti’nin kazandığı yerde ben kaybetmişim buna üzülecek kadar aciz değilim diye açıklama yaptım. Ama bunun sonrasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin işler hale gelmesi için 100 maddelik bir anayasa teklifi hazırladık. Bunu bizler tartışacağız, sizler tartışacaksınız, milletin yaptığı anayasayla yönetilmeyi hak ediyoruz. Mücadelemiz bunun için” dedi.

“3 YILDIR SİZİ OYALIYORLAR”

Son olarak kürsüye gelen MHP Genel başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın da şunları ifade etti; “Biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diyoruz da birileri bunun önüne geçmek için harekete geçti ve bunun karşısına, bunu yok edecek bir sistem oluşturabilir miyiz diye çalışmalar yapmaya başladı ve 6 parti bir araya geldi. Niye bu kadar Cumhurbaşkanlığı karşısında tepkiler oluştu, gayriahlaki yapılara ve muamaelere kaldık? Nedir Cumhur İttifakı? Cumhur İttifakı açık ve net. Bizim bir aidiyetimiz, vatana millete bağlılığımız bizi buraya getirdi. Yani ittifak kuracaksanız bağlılığınız olması lazım. Ben bu işi bunlarla yaparım ama ideallerini, hedefleriniz, beklentileriniz farklı olursa onun adı çıkar olur. İşte Cumhur İttifakı’nın karşısında, sayın Genel başkanımızın dediği ‘Zillet İttifakı’ dememizin nedeni bu. Çünkü ortak bir payda yok. Masanın şeklini bile kararlaştıramıyorlar, kim neyi alacak onu bilmiyorlar ve 3 yıldır sizi oyalıyorlar. Hükümet ne yapıyorsa, hangi bakanlıkları çalıştırıyorsa, aynı şekilde sorumluluk dağıtıp bir şeyler yapmak değil mi hedefimiz. Peki bunu yapıyorlar mı? Hayır. Çerkezköy için bu milleti kalkındıracak, şunu yaptılar ama biz bunu yapsak daha iyi olur dediler mi? Ölüm dilediler ya utanmadan. Bir mümin ölüm dilemez. Cumhurbaşkanımıza beddualar ettiler, genel başkanımızın rahatsızlığında ahlaksız ifadelerde bulundular. Bu kadar kinciler. Bizler onlar gibi olamayız. Bizler o taşları çamur olup kaynatmaya çalışırız. Sayın genel başkanımız her defasında ne diyor ‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak’ diyor” diye konuştu.

“ORTAK PAYDAMIZ VAR”

Konuşmasına şu sözlerle devam eden Aydın; "Milli ve yerliyle, aklım hep Türkiye’de demenin arasında bir fark var mı? Bizim ortak paydamız var. 15 Temmuz’da iki lider yola düşmeseydi, genel başkanımız ‘Yakın ışıkları, bu millet sahipsiz değildir, bombalanacaksa bizim genel merkezimiz bombalansın’ dedi. Ve başbakana ulaştık Binali Bey’e biz milletimizin arkasındayız, seçilmiş hükümeti böyle haince yok etmeye kalkışan kişilerin karşısındayız dedi. Sonrasında Cumhurbaşkanımızın hepimizi sokağa davet emesiyle tankın altına da yatıldı, tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet için mücadele edildi. Biz bunları anlatmak için buradayız. Kastımız kimseye hakaret kötü söz değildir. Biz siyaseti milletin değerleri için yapıyoruz. O yüzden 53 yıldır Türk siyasetinde varız. Bir sürü asansör partiler indiler, çıktılar, yok oldular, siyaset mezarlığında yerlerini aldılar. Çünkü siyasi kazanım için her yolu mubah gördüler. Biz öyle değiliz, siz bize had bildirirsiniz gerekirse. Ama vatanı, milleti, değerleri, hiçbir zaman satamayız. Çünkü Allah’a biz onun hesabını veremeyiz” ifadelerini kullandı.

“BUNLAR SİYASET DEĞİL, YAŞANMIŞLIKLAR”

Eleştirilerine devam eden Aydın; “Hiç unutamıyorum, oruçluydum, ilk seçildiğimiz dönemdi. Bir Cumhuriyet Halk Partili Sivas Katliamı ile ilgili Saadet Partisi Genel başkanı sayın temel Karamollaoğlu’nu isim vererek ‘Katiller dışarıda, hesap vereceksiniz’ dediğinde, ben de kürsüye çıktığımda dedim ki, ‘Evet, Sivas Katliamı’nı biz de lanetliyoruz’ Çünkü haşa Allah’tan başka hiç kimsenin can alma yetkisi yok. Bir de Başbağlar Katliamı oldu bu ülkede, ona da parantez açın. Şimdi o gün katil dedikleri adamla bugün nasıl bir araya geldiler. Onlar da tek vatan, tek millet, tek bayrak mı diyorlar, ne diyorlar? E bide bunlarla beraber HDP var, içeride bunlarla beraberler. Ben bu siyasi bir paparazzi diyorum bunlara. Paparazzi programlarına bakın, mikrofon uzatınca ‘Aramızda bir şey yok, sadece arkadaşız’ inanın bunların da siyaseti böyle. HDP’yi de böyle masa altında saklıyorlar. Siz ne zannediyorsunuz kendinizi? Diyor. Siz diyor biz olmasak Ankara’yı, Adana’yı, Mersin’i nasıl alacaksınız diye hesap soruyorlar. Şimdi PKK’lılar, FETÖ’cüleri belediyelere yerleştiriyorlar. Siz nasıl hesap vereceksiniz? Siz şehitlerimize nasıl hesap vereceksiniz? Benim milliyetçi, muhafazakar kardeşlerime ne diyeceksiniz? Bunları sorucaz, sormalıyız. Bakın siyaset değil, bunlar gerçek yaşanmışlıklar. Mecliste birebir muhattap oluyoruz, dokunulmazlık tezkereleri geliyor. Sağıra yatıyorlar, görmezlikten geliyorlar. İki güne söylemiyorlar. Kayyuma karşı çıkıyorlar. Yahu kayyum olmazsa biz çok fazla şehit verecektik. Belediye aracılığıyla döşendi bu mayınlar. Biz bu şehitlere nasıl hesap vereceğiz? Kaymakamın odasına bomba koydu bunlar” diye konuştu.

“SİZ KİM İNSAN HAKLARINDAN BAHSETMEK KİM?”

CHP’ye yönelik eleştirilerine devam eden Aydın; “Canları sıkıldığında Atatürk’e sığınıyorlar. Çanakkale’yi kutladık, niye gelmediniz? HDP’li birisi kürsüye çıkıyor. 90 yılda AK Parti’nin iktidar süresi ne kadar, MHP’nin iktidar süresi ne kadar. Yahu 1923’ten 1946’ya kadar tek partiyle yönetildi bu ülke. Daha sonra da koalisyonlar şeklinde devam etti. Yahu burada cumhuriyete hakaret ediyor, 6 okunuzdan birini rezil ediyor, hakaret ediyor, saldırıyor devlete, milliyetçiliğe, cumhuriyete. Bi laikliğinize bir şey demiyor. Hedef bağcıyı dövmek, devleti başsız bırakmak. Ama cumhur ittifakı buna müsaade etmeyecek. Değerli dava arkadaşlarım, 80  bin civarında mühendis çalışıyor biliyor musunuz? Bu İHA, SİHA projelerinde hatırlayın 2000li yıllarda 8-10 idealist mühendis yola çıkmıştı. 15 Temmuz’dan sonra edindiğimiz istihbarata göre Amerika nokta atışı yaparak ya öldürüyorlardı ya da apartmanlardan atıyordular, hatırlayın o çocukları. Sizin çocuklarınızdı. Araba kazasına uğradı diyorlardı. Bunlar şehit edildi. Utanmadan bir muhalif kanal diyor ki ‘Bunlar planör uçak, işe yaramaz ki’ şimdi yavrularımızın, çocuklarımızın tuzakla vurulması yerine, teröristleri mağaralarında öldürmek daha iyi değil mi? Karabağ özgürleşti ya, sevinmediniz mi? Muğla’da yangın çıktı, Azerbaycan hemen geldi, işte millet olmak böyle bir şey. Uluslararası toplum toplantılarına katılmış biri olarak söylüyorum. Dünyada yalnızız. HDP’nin teklif ettiği her şey kabul ediliyor, yalnızız. CHP ve İP yancılık yapıyor, Demirtaş’ı alkışlıyor hep bir ağızdan. Affedilmesi lazım diyorlar. Nasıl affolur ya, Kobani olaylarında milleti sokağa çağırıp bir sürü şehidimize sebep olan bir katil. Mecliste ben terörist dedim diye üstüme yürüdüler. Hepiniz teröristsiniz dedim. Peki Allah aşkına bunu siz söylemiyor musunuz? Evlatlarınız 5 yıl önce 10 yıl önce Mardin’i kazandığında üniversite sınavında gönderiyor muydunuz? Merak etmiyor muydunuz, her gün aramıyor muydunuz? Şimdi bakınız demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü diye bir kavram üstünden yürüyorlar. Sen kim insan haklarından bahsetmek kim?” diye konuştu.

“POZ VERİP, EĞLENİYORLAR”

Konuşmasına şu sözlerle devam eden Aydın; “Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları üzerinden yürüyorlar. Yani Allah’tan korkun. Herkese Evlad-ı fatihan edebiyatı yapıyorsunuz. Türkan kızımızı anmak için ta Erzurum’dan 2 bin 600 kilometre uzaktan geldim, sizin selamınızı götürdüm. Ama oraya geliyorlar, poz verip eğleniyorlar. Peki AİHM’nin Batı Trakya Türkleri ile ilgili bir sürü kararı var. Onları niye takip etmiyorsunuz. Yahu orada Türk adını, kimliğini kullanamıyoruz. Lozan anlaşmasıyla bize verilen haklar bunlar. Niye bu kararları dikkate almıyorsun. İskeçe’de yapılan zulmün niçin farkında değilsiniz?” ifadelerine yer verdi.

“BİZ BUNUN FARKINDAYIZ”

İYİ Parti’ye yönelik de eleştirilerde bulunan Aydın; “Anayasanın ilk dört maddesini değiştirmek için gizli gizli görüşen zatı muhterem gizli gizli Doğu Türkistan muhabbeti yapıyor bana. Utan dedim ya utan dedim. Sen kim Doğu Türkistan kim? Biz Doğu Türkistan’ın da sahibiyiz, evlad-ı fatihanın da. Nerede bir Türk vatandaşımız yaşıyorsa biz onlarlayız. Sayın Cumhurbaşkanımız inanın bazen uluslararası ziyaretlerine biz de katılıyoruz. Doğu Afrika’daki ziyaretlerinde oradaki insanların nasıl minnetle baktıklarını görüyoruz. Genel başkanımızın yakasından hiçbir zaman Doğu Türkistan rozetini çıkarmadığını bilen birkaç kişiden biriyim. Evet tüm dünya krizleri yaşadı. Allah huzurumuzu bozmasın, ekonomik zorluktan geçiyoruz. Bunun farkındayız. Bizi biz yapan değerler var. Genel başkanımız bir kampanya başlattı. Askıda ekmek yaptık, alay ettiler. Çünkü değerlerimizden uzaklaşmışlar” dedi. Aydın’ın konuşmasını noktalamasının ardından STK’larla bir araya geldi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!