“Yakmak, artık geri alınamayacak şekilde bir dönemi kapatmaktır”
Prof. Dr. Kaynak, “Silahların yakılması, sadece teknik bir ‘silah bırakma’ değildir. Psikolojik olarak çok daha güçlü bir anlam taşır. Yakmak, geçici değil kalıcı bir vedadır” ifadelerini kullanarak, eylemin sembolik gücüne dikkat çekti.
“Süreç dikkatle planlandı, Millî Mücadele’nin devamı niteliğinde”
Silah bırakma görüntülerinin uzun soluklu bir diplomatik, askerî ve istihbarî sürecin sonucu olduğunu vurgulayan Kaynak, “Bu süreç, kökleri 19. yüzyıla uzanan, 20. yüzyılda şekillenen ve bugün Millî Mücadele'nin bir devamı olarak okunabilecek bir stratejik hattın parçasıdır” dedi.
“40 yıllık yapı etkisiz hale geldi”
PKK’nın Türkiye’yi 40 yıldır sadece askerî değil, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik olarak da yıprattığını belirten Kaynak, “Bu örgütün etkisiz hale getirilmesi, sadece güvenlik açısından değil tarihsel bir kırılma noktası olarak da büyük önem taşıyor. 40 yıldır devam eden bir terör örgütünü ortadan kaldırdık” diye konuştu.
“Silah bırakan, teslim olan taraftır”
PKK’nın silah bırakma sürecinin “teslimiyet” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kaynak, “Silah bırakan taraf, teslim olan taraftır. Elbette örgüt, tabanını kaybetmemek için bazı söylemler geliştirecektir. Ancak gerçeklik değişmez. Süreç devletin kontrolünde ve kararlılıkla yürütülmektedir” dedi.
“Bu bir son değil, bir geçiş aşamasıdır”
Gelinen noktayı “ne bir son ne de yeni bir başlangıç” olarak değerlendiren Prof. Dr. Kaynak, önümüzdeki dönemde suça karışmamış örgüt üyelerinin topluma kazandırılması gibi hukuki adımların gündeme gelebileceğini belirtti. Örgüt liderlerinin yargılanma sürecine dair düzenlemelerin de kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“PKK biter, CKK başlar” uyarısı: Yeni taşeronlara hazırlıklı olunmalı
Emperyalist güçlerin terör örgütleri aracılığıyla hedeflerinden vazgeçmediğine dikkat çeken Kaynak, “PKK biter, CKK başlar. Yeni taşeron yapılara karşı daima hazırlıklı olmalıyız. Bu nedenle yalnızca sahada değil, zihinlerde de mücadele sürdürülmelidir” uyarısında bulundu.
“Gönüllü vatandaş-devlet bağı yeniden kurulmalı”
Toplumun dayanıklılığının sadece güvenlik önlemleriyle değil, devlete olan gönüllü bağlılıkla güçlendirilebileceğini ifade eden Kaynak, “Bu mücadele sadece silahla değil; fikirle, duyguyla ve sosyal politikalarla yürütülmeli. Çünkü dağa çıkanlar da bizim evlatlarımızdı. Yeni nesillerin aynı tuzaklara düşmemesi için dersler çıkarmalıyız” dedi.
“Bese Hozat gibi isimlerin teslim olması sembolik açıdan da önemli”
Teslim olan grubun içinde PKK’nın üst düzey isimlerinden Bese Hozat’ın yer almasına dikkat çeken Kaynak, bunun sürecin ciddiyetini ve örgüt içindeki çözülmenin derinliğini gösterdiğini söyledi.
“Süreç kamuoyunun gözleri önünde ilerliyor”
Görüntülerin kamuoyuna açık şekilde sunulmasının hem Türkiye kamuoyuna hem de uluslararası çevrelere güçlü bir mesaj niteliğinde olduğunu belirten Kaynak, “Bu görüntüler ‘PKK bitti’ mesajını net biçimde iletiyor. Avrupa’daki bazı çevreler hâlâ örgüte destek verirken bu mesajlar belirleyici olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“Devlet, doğru iletişim stratejisiyle süreci yönetti”
Sosyal medyada süreci provoke etmek isteyen çevrelere karşı yasaklamacı değil, ikna edici bir iletişim anlayışının gerekliliğine işaret eden Prof. Dr. Kaynak, “Düşünceler kaba güçle değil, ancak başka düşüncelerle yenilir. Devlet, sosyal medya stratejisini ihmal etmemeli; doğru bilgiyle süreci desteklemelidir” ifadelerini kullandı.
“Stratejik akılla hareket etme zamanı”
Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, son olarak şu uyarılarda bulundu:
“Millî Mücadele devam ediyor. Ama artık sadece sınırlarımız içinde değil, tüm dünyayı kapsayan bir alanda ve zamansal bir düzlemde… Yeni tehditlere karşı her an hazırlıklı olmalı, her olumlu gelişmenin değerini bilerek daha güçlü bir stratejik akılla hareket etmeliyiz.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.