Reklamı Geç
OPTİMED 2
Tekirdağ
04 Temmuz, 2025, Cuma
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    110793.97$

KALIBININ ADAMI (5)

04 Temmuz 2025, Cuma 11:40

Geçen haftaki yazıda Kılıçdaroğlu nun  E. İmamoğlu ve Ö. Özel ile anlaşarak Cumhur ittifakını erken seçime teşvik etmek için hazırladıkları senaryo gereği kavgaya tutuşmuş görüntüsü verdiklerini yazmıştım. Bu kesinlikle kendi yorumumdur. Benim açık kaynaklar dışında bilgi edinme, istihbarat edinme kulis takip etme imkanım olmadığını okurlar biliyor. Yazılı ve görsel basını takip ediyor, gelişmeleri kendime göre yorumlamaya çalışıyorum. Bu senaryo için olumsuz görüşler almış olsam da an itibarıyla görüşümde ısrar ediyorum. Kılıçdaroğlu, CHP ile kavga yapıyor görüntüsü vererek cumhur ittifakını erken seçimim kendileri için bir fırsat olduğuna inandıracak bir oyun kurmaya çalışıyor.

    Bunu kötü manada söylemiyorum: Ülkemiz içine düştüğü ekonomik kriz ortamından bir türlü çıkamıyor. Milletin yaşadığı öncelikle ekonomik çaresizliği unutturmak için ortaya atılan TÜİK enflasyon oranlarına artık hiç kimse inanmıyor. Kuru soğana muhtaç olan milletin durumu: İşçi, memur, köylü, emekli, asgari ücretli, çarşı, pazar, kasap, berber, esnaf ayırımı olmadan her kesim aynıdır. En kötüsü millet artık sorunları kimsenin çözemeyeceği noktasına gelmiştir ki asıl tehlike buradadır. Çare olarak düşünülen, milleti ikna ederek avutmaya yönelik, ancak büyüklere masallardan öteye geçmeyen kürsü nutuklarına da artık kimse inanmıyor. Onun için erken değil hemen seçim!

      Siyasi partilerle bir bağlantım olmadığı için, kimseden bir makam, görev, çıkar bekleme gibi bir çabam da yoktur. Yapmak istediğim; görüşlerimi okuyan okurların yorumlarımı değerlendirirken düşünmeleri, kendi fikirlerini de katarak olabilirse ortak bir görüş oluşturmasını sağlamaktır. Sonraki hedef; ülkemiz ve milletimizin geleceği konusunda başta iç cephede birliği sağlamak için mücadeleye inananları daha duyarlı seçmen haline getirmek olmalıdır. Bu noktada hiç kimse; ben yapamam, parti yöneticileri, vekiller, başkanlar var gibi düşünceye kapılarak, kendi yapacaklarını küçümsemesin. Her bireyin fikirlerine inanan, güvenen bir çevresi vardır. O çevreye siyasi partiler ulaşamayabilir.

    İşte o zaman bireyin yapacağı çalışma seçimden sonra sadece hizmet bekleyen kitlenin birleşip bütünleşip bilinçli tercih yapmasıyla küçük bir kartopunun koca bir çığ haline gelmesi sağlanabilir. Hiç kimse ne kendini ne de fikrini küçümseyerek saha boşaltarak mücadelenin dışında kalmamalıdır. Çünkü dışarda halkın sırtından yaratılan rantları paylaşmaya, terlemeden para kazanmaya alışmış haramiler vardır. Bunlar; engerek ve çiyanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Unutma!

     Vatanın ve Milletin sorunlarını çözecek tek kurum Gazi Meclis, TBMM dir. Dolayısıyla meclise; siyasi parti genel merkezlerin kapı kulu olanları, kendi menfaati peşinde koşanları değil,  milletin gerçek vekillerini seçip göndermek gerekir. Bunun için seçmen sadece seçim dönemi değil, her zaman vekil olarak meclise gönderdiklerinin ne yapıp yapmadıklarının takibinde olması gerekir. Gerçek, hesap sorulabilir ve verilebilir demokrasi işte o zaman gerçekleşecektir.  

   Gelelim ikinci senaryoya. Ben CHP de 13 yıl genel başkanlığını yaptıktan sonra Kılıçdaroğlu’ nun bir kurultay yenilgisi sonrası CHP ne bu kadar kin, nefret ve intikam duygularıyla mücadeleye gireceğine inanmıyorum. Buna rağmen diyelim ki ben yanıldım, peki Kılıçdaroğlu neden böyle bir tutum takınmıştır? Şöyle ki: K.Kılıçdaroğlu 14 Mayıs 23 seçimlerinde CHP kontenjanından: Saadet, Gelecek ve Deva Partileri kadrolarından TBMM ne 39 milletvekili girmesini sağlamıştı. Bunlar şimdi 400 vekille halkoyuna gitmeden anayasa değişikliği yapılabilmesi için kilidi açacak anahtar durumuna geldiler, mecliste vekil transferleri konuşuluyor. Transferlerle anayasa değişikliği yapılırsa ne olacak, biliyor musunuz? Belli ki Kılıçdaroğlu biliyor, basit kurnazlık manevrasıyla sorumluluktan kaçmaya çalışıyor?  

    14 Mayıs 23 seçiminde ulufe dağıtır gibi bakanlık, vekillik dağıttı, bu tablonun hesabını vermeden kaçmak istiyor. CHP seçmeni sırtında meclise taşınan vekiller, anayasa değişikliğine evet derlerse tek sorumlu tartışmasız Kılıçdaroğlu dur. Neymiş eski genel başkan; e ne olmuş yani yaptığı yanlışların hesabı sorulmayacak mı? Anayasa değişikliği için gerekli olan 400 vekil oyu CHP sırtında TBMM giren vekillerle tamamlanırsa, bu aritmetiği oluşturan Kılıçdaroğlu ve zamanın CHP yönetimi hesap vermelidir. Yenilenen CHP yönetimine düşen görev: Kılıçdaroğlu kontenjanı ile Saadet, Deva, Gelecek partisinden meclise giren ve istifa ederek transfer olan, anayasa değişikliği lehine oy kullanan, bu vekillerin CHP den meclise girmesinin yolunu açan yöneticiler kesin ihraç talebiyle derhal disiplinde sevk edilmeleridir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum