TEMİZ ELLER (5)
04 September 2025, Thursday 14:12Sıra yazı dizimizin amacını açıklamaya geldi: Ben yolsuzluklara karşı İtalya da yapılan “Temiz Eller” operasyonunun, savcıların da kabul ettiği eksik yönleri olsa bile; yolsuzluk mücadelesi için bütün ülkelere örnek olacağını düşünüyorum. Peki, bu aşamada ülke olarak yolsuzluk mücadelesinde biz ne yapmalıyız? İşte cevap aramamız gereken asıl soru budur. Çünkü bu sorunun cevabı seksen altı milyonun bugününü ve yarının etkilemektedir. Ya şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı, ya da mutlu bir azınlık kremalı pasta yerken büyük çoğunluk yine kuru soğana mahkûm yaşamaya devam edecek. Tercihi kullanacağı oy pusulasına vuracağı “evet” mühür ü ile yine halkın kendisi yapacaktır.
Yolsuzluk yapanların dini, dili, rengi, ırkı, ideolojisi hiç fark etmiyor, her toplumda çok sayıda harami çıkıyor. Sorun ahlak sorunudur. Bütün Dünya da ahlak erozyonunun arttığını kabul etmek zorundayız. Yapılan yolsuzluklara bakıldığında önünde sonunda mutlaka siyasetin ve/veya siyasetçinin parmağı olduğu görülüyor. Siyasetçi bazen yolsuzluğu yapan, bazen de yolsuzluğu perdeleyen, koruyan olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla halk olarak yolsuzluklara karşıysak ki aksi düşünülemez, bunun da ilk adımı dürüst siyasetçi seçme zorunluluğudur. Bu iş kolay değil, günümüzde medya ve reklam ajansları aday olan siyasetçiyi halka sunarken o kadar allayıp, pullayıp süslüyor ki reklamı izleyen harami aday bile “vay anasını ben neymişim be abi” diyerek gördüğü reklama kendi de inanabiliyor.
Biz yolsuzluk mücadelesinde daha fazla ne yapabiliriz sorusunu soran okurlara çok kısa ve net bir cevabım olacak: Uyuduğu için soyulduğunun farkında olmayan toplumu uyandırmaya çalışabilirsiniz! Bunun içinde uyuyanlara (5) bölümlük yazı dizisini anlayarak okumasını önererek işe başlayabilirsiniz. Uyuyan, okumayı sevmeyenler için çok kısa özet yapalım: İtalya da yolsuzluklardan kurtulmak için yapılan Temiz Eller operasyonuna halk desteği örnek alınmalıdır. Operasyon süresince İtalyan halkı savcılara destek oldu. Operasyonu başarısız kılacak her eylemi engelledi, siyasi müdahalelere karşı direniş gösterdi. Savcılar halk desteğinden aldıkları cesaretle soysuz haramilerin üzerine gitti. Hiç kimsenin dokunulmazlığı söz konusu olmadığı için İtalyan parlamentosunun yarısı soruşturuldu, 2 eski başbakan ve çok sayıda siyasetçi tutuklandı, 400 den fazla şehir veya ilçe belediye meclisleri yolsuzluk suçlamasıyla fesih edildi. Kimse partim zarar görür hesabı yapmadı, suçlular cezalandırılsın dedi.
Parlamentoda yolsuzluk suçlarını af getiren düzenlemeye halk, mitinglerle, eylemlerle şiddetle karşı çıkmış, Cumhurbaşkanı parlamentonun kararını veto etmek zorunda kalmıştı. Unutmayalım ki; Bizde ise 90 lı yılların ortalarında eski başbakan olan iki siyasi partinin genel başkanı yüce divanda yargılanmaktan kurtulmak için anlaşmış, kendi partilerinin vekil oylarıyla mecliste aklanmış ve dava kapatılmıştı. İtalya da halk böyle bir uygulamaya izin vermedi. Bizde yazık ki halk yargıya bu desteği veremedi. Oysa yolsuzluklardan kurtulmak istiyorsak yapanın kimliğine, partisine ve ideolojisine bakmadan yolsuzluk mücadelesine destek vermek gerekiyor. Ülkemizde bu yapılmıyor. Yolsuzluk yapan kendi partisinin mensubuysa partisine zarar gelmesin diye koruma içgüdüsüyle görmezden, duymazdan geliniliyor. Yanlışın en büyüğü burada oluyor işte.
Yolsuzluk yapanlar halk vicdanında da yargılanmalıdır. Suçu olanları, kamu malından zenginleşmek isteyen başka haramilere örnek olması için halk önce kendi dışlamalıdır. Yolsuzluk mücadelesine sahip çıkarak destekleyen halk, siyasilerden yolsuzluk mücadelesi için söz almalı ve yapılan düzenlemeleri takip etmelidir. Mecliste yapılması gereken ilk yasal düzenleme: “Mali Milât ve Nereden Buldun Yasasının” tekrar yürürlüğe konması olmalıdır. Sonra dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması gerekir. Halk hiç olmazsa bundan sonra bavul dolusu kaçak altınla yakalanan milletvekili görmesin artık. Sonra Cumhuriyet Savcılarının tamamen bağımsız olmaları sağlanmalı, savcılar Belediyelerdeki yolsuzluk iddialarını izin alamadan soruşturabilmelidir. Yolsuzluk cezaları da arttırılmalı, af kapsamından çıkartılmalıdır. Yargıdaki yolsuzluk dosyaları zaman aşımından düşmemeli dosya ya adı karışan yargı mensupları olursa cezaları en az iki kat fazla olmalıdır. Halkın gerçekleri görüp öğrenmesini sağlamak için yolsuzluk davalarının İtalya da olduğu gibi TV den yayımlanması sağlanmalıdır. Yolsuzluktan ceza alanlara siyaset yasağı getirilmelidir.
“Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” değil mi? Öyleyse neden millete tanıdığı, dürüstlüğüne inandığı, adayını belirleme şansı verilmiyor da siyasi parti genel başkanları ve merkez yönetimlerinin belirlediği adaya oy vermesi isteniyor? Doğru olanı sadece parti üst yönetimleri biliyorsa ülkemiz ve halkımız neden bu haldedir? Neden yolsuzluk batağında çırpınıp duruyoruz? Siyasi parti merkezinin aday gösterdiği belediye başkanları hangi kanun, hangi tüzükten aldığı yetkiyle yolsuzluk söylentilerini geçtim de, halkın bilgi edinmek için sorduğu sorulara cevap bile vermiyorlar. Halktan bir şeyler mi gizliyorlar? Parti üst yönetimi sorulara neden cevap verilmediğini duymazdan geliyor. Sonra da şeffaflık diyorlar. Üstelik başkanlar sıkıştığını anlayınca, arkasına bile bakmadan başka partiye topuklayarak transfer oluyor ve himayelerine giriyor. Onları defalarca değişik makamlara aday olarak gösteren, onay veren parti yetkililerinden biri olsun bu kepazeliği, kendi yanlış tercihleri nedeniyle partiye ve üyelere yaşattıklarını kabul ederek, “bizim hatamızdır” diye özür dileyerek istifa etmiyor.
NEDEN?
Bugünkü yazıyı da Nazım HİKMET in “Antep Destanı” adlı eserinden bir alıntıyla bitiriyorum.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Ve kanlı bankerler pazarında
Memleketi Alman'a satanlar,
Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum