Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

VAMPİRLER!

24 Ekim 2023, Salı 11:57

Vampir: Gün batımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara sarılarak kanlarını emdiğine inanılan mitolojik bir varlıktır.

Okurların da tahmin ettiği gibi bugünkü yazım İsrail’in Hamas’ın yaptığı silahlı eylemlere cevap verme amacıyla Gazze’ye başlattığı operasyonlar ile ilgili olacaktır. İnsan; İsrail’in bebek, çocuk, kadın, yaşlı, hasta demeden yaptığı katliamları TV ekranlarından canlı olarak izleyince; bu çağda silahlı terör eylemlerine bu kadar orantısız bir şekilde cevap verilmesini kabul edemiyor, yaşanan çaresizliğe isyan ederek ekran karşısında donup kalıyor. İsrail’in Hamasın yaptığı silahlı eyleme karşı giriştiği ve hiçbir ayırım yapmadan okul, hastane, cami, kilise, pazar yeri bombalamaları sonucu yaşanan vahşet görüntüleri olayın teröre cevap vermenin ötesinde Filistin halkına yönelik soykırım harekatından başka bir şey olmadığını gösteriyor. Yeryüzünde bu çağda böyle bir vahşeti hiçbir canlının yapmayacağına inandığım için bunu yapanların ancak vampir olabileceği düşüncesiyle yazımın başlığını VAMPİRLER koydum. Başlığın çoğul olmasının sebebi; İsrail’in Hastaneye bomba atması üzerinden daha birkaç saat geçmeden kendilerini “medeni” olarak tanımlayan; ABD ve AB başta olmak üzere Kanada, Avustralya, Japonya gibi bütün gelişmiş ülkelerin bombayı İsrail uçaklarının attığını inkar ederek, bunun karşı tarafın işi olduğuna inandıklarını söylemesi ve vahşeti Hamas’ın üzerine yıkmaya çalışmalarıdır. Bu iftirayla da yetinmediler; Soykırım yapan İsrail’in arkasında olduklarını bütün dünyaya ilan ettiler. Görüldüğü gibi birinci dünya savaşından bu yana batı cephesinde değişen hiçbir şey yok. Emperyalizm yine bir düşman yaratarak kendi silah tüccarlarına “pazar” buldu ve vakit kaybetmeden “bölüşüm” derdine düştü. Sonuç: Bu kanlı vahşete destek veren tüm ülkeler İsrail’in yaptığı soykırıma ortak olmuşlardır, ellerini yıkayarak katlettikleri masum bebeklerin kanlarından kurtulamazlar.

***

VAMPİRLER ORDUSU!

Ben bundan 30-40 yıl önce yaşanan onca acıdan ders çıkarılarak oluşturulmuş BM gibi bir yapıya rağmen artık bir dünya savaşı yaşanabileceğine inanmazdım. Ancak geldiğimiz noktada bu görüşü savunmanın çok uzağındayım. Dünya barışının güvencesi olarak kabul edilen BM yazık ki hiçbir yaptırım gücü olmayan ABD’nin sözünden çıkamayan bir kuruluş haline gelmiştir. Bütün üye devletlerin karar alma ve yürütme mekanizmasında revizyon yapılması yönündeki görüşlerine rağmen güvenlik konseyinde “veto” hakkı bulunan (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) beş emperyalist üye ikna edilemediği, daha doğrusu ikna olmadıkları için koca kurum bolca laf üretmekten başka hiçbir yaptırım gerçekleştiremeyen bir yapı halinde “mış” gibi yaparak faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı BM genel kurulunda her konuşma yaptığında dile getirdiği “dünya beşten büyük” olmasına rağmen bütün üye devletlerin hala onların isteklerinin dışında bir karar alması veya eylem yapmasının söz konusu olmadığını sadece izlemek zorunda kalıyoruz. Silah üreten devlet ve şirketlerinin büyük çoğunluğu emperyalistler olduğu için, bunların her türlü kirli lobi faaliyetleri de göz önüne alındığında bu tablonun dünyada gerçek bir barış olmasının önündeki en büyük engel olduğu daha net ortaya çıkmaktadır. Bu haliyle dünya her an yörüngesinden çıkacak görüntüsü vermeye devam ediyor. Süre gelen tartışma ve çatışmaların hiç biri barışçıl yöntemlerle çözülme imkanı bulamazken emperyalist devletler uyguladığı “vekalet savaşları” yöntemiyle dünyanın her yerinde kendi askerlerini doğrudan savaşa sokmadan bölüşüm savaşlarına devam etmektedir. İsrail’in Filistin de yaptığı soykırım dönemin ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice’ın 7 Ağustos 2003’te yaptığı “Ortadoğu da 23 ülkenin rejiminin ve sınırlarının değiştirileceği” projesinin işlemeye devam ettiğinin de bir göstergesidir. Gaflete düşmeyelim; Ülkemiz üzerindeki emperyalist planların henüz tümüyle yok edildiğini söyleme imkanımız yoktur. Sözde NATO müttefikimiz ABD’nin Irak ve Suriye de yıllardır ülkemiz üzerine oynadığı oyunları, hazırladıkları tuzakları bilmeyen kaldı mı? Daha üç hafta önce kendi askerlerine fazla yaklaştı diye Suriye de SİHA’mızı düşürdüler. Üstelik SİHAYI düşüren uçağın İncirlikten kalktığı iddia edilmedi mi? İsrail’in Gazze’ye soykırım saldırıları üzerine İncirlik hava ve Kürecik radar üslerinin geçici de olsa ABD tarafından kullanılmasını engellemeyerek büyük bir hata yaptığımızı düşünüyorum.

***

Yaptığımız tek hata bu olsa belki sorun olmaz, ancak asıl en büyük hatamızın hiçbir siyasi parti ve lideri tarafından görülerek gereğinin yapılmaması içimi yakıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaşlarda en önemli gücün iç cephede birliğin sağlanması olduğunu söylemiş ve kurtuluş savaşımızı bu birliği sağlayarak kazandığımıza vurgu yapmıştır. Peki; Günümüzde iç cephede birlik sağlanmış mıdır? Bence hayır, iç cephede birlik ve beraberliğimiz oy uğruna dağıtılmıştır. Siyasiler seçim kazanmak uğruna kutuplaştırma, kamlaştırma, düşmanlaştırma çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Üstelik ateş çemberi içinde olduğumuzu bilmelerine rağmen seçim kazanma uğruna sığ, popülist, bölücü ve kavgacı siyasette ısrar ediyorlar. Daha da acısı bu söylemlerini ve eylemlerini destekleyen geniş taraftar kitleleri de bulabiliyorlar. Herkes aklını başına almak zorunda; Ateş çemberi içinde ve yapa-yalnızız, üstelik Gazi Mustafa Kemal Atatürk te yok artık, hepsi bu işte…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum