Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

YAŞAM (MÜCADELE) DEVAM EDECEK

07 Haziran 2023, Çarşamba 18:26

28 Mayıs 2023 seçim sonuçları vatandaşlarımızın hemen yarısının beklentisi olan değişimi gerçekleştirmediği için büyük bir hayal kırıklığına sebep olduğunu hemen hepimiz rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Yalnız burada kavram karışıklığına dikkat etmek gerekir. Hayâl kırıklığıyla, küsme darılma, mücadeleyi bırakma arasındaki kırmızı çizgiyi doğru çizmek gerektiğine inanıyorum.

Yaşam devam edecek: Değişim isteyenlerin şimdi yaşama küsmek yerine birbirine sarılıp, birbirinden destek alarak düştüğü yerden ayağa kalkma ve kolları sıvayarak yeniden mücadeleye başlamanın tam zamanıdır. Yenildiğimizde değil asıl pes ederek vazgeçtiğimizde kaybedeceğimizi unutmayalım. Öncelikle bu başarısız sonucun nedenleri üzerinde parti üst yönetimleri tartışmalı, ortaya çıkan sonuçlardan gerekli dersler alınarak kadro ve programda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Sonra örgütlerle paylaşılarak onay almak için hemen kurultaya gidilmeli, yeni kadro ve programa delegelerin onayı alınarak vakit kaybetmeden mücadeleye kaldığı yerden başlanmalıdır. Buradaki kırmızı çizgi yeni kadro ve programın kurultay delegeleri tarafından onaylanması olmalıdır. Aslında en ideali kurultayda alınacak kararların tüm üyelerin katılımı ile yapılacak oylama sonucu olmasıdır. Ancak bugünkü yasal düzen ve teknik altyapı imkân vermediği için yakın zamanlarda yapılacak kurultaylarda delege oylamaları ile yetinmek zorunda kalacağız. Bilişim çağında çok hızlı gelişmeler oluyor, belki kısa bir süre sonra tüm üyelerin oy kullanabileceği kurultaylar yapma imkânına da kavuşuruz. Bizim kuşağın göreceğinden emin değilim ama inşallah tahminlerden de önce tüm üyelerin oy kullandığı kurultaylar yaparız. Şimdi bugüne bakalım; seçim sonuçları ortadayken öyle hiçbir şey olmamış gibi devam etme imkânı yoktur. Böyle bir tercih öncelikle örgüte saygısızlık olur ama daha da önemlisi yeni seçim kayıplarının kapısını aralar. Onun için tekrar olacak ama; hiç vakit kaybetmeden kurultay hemen toplanmalı, yeni kadro ve programla örgütler heyecanlandırılmalı, kendilerine güven tekrar sağlanmalı, mücadele azmi güçlendirilmeli, moral desteği verilmelidir. Seçimlerde sandık güvenliği konusunda genel merkezlerde iyi niyetli çalışmalar yapıldığını biliyorduk. Ancak; yöneticilerin açıklamalarından maalesef bu seçimlerde de aksamalar yaşandığını öğreniyoruz. İşte bu konuda seçmenlerin tekrar güvenini kazanmak biraz zor olacak. Çünkü altı siyasi parti yöneticileri de bu seçimlerde güvenliğin tam olarak sağlandığı, herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağına dair teminat vermişlerdi.

***

Yine aksamalar olduğunu kendileri itiraf ediyorlar, bu durum hiç iyi olmadı işte. Seçmen artık partilerin sandık güvenliği için verdiği teminata çok zor inanır.  Partilerin oyları koruyamadığı düşüncesi yaygınlaşırsa; bu sonuç seçime katılım oranını ciddi olarak düşürecektir.

Seçimlerin adaletli bir ortamda yapılmadığı, propagandalarda siyasi etiğe uygun davranılmadığı gün gibi ortadadır. Acaba değer miydi? Tam da bu noktada sorunun cevabı çok önemlidir. Toplum olarak bu soruya verilecek cevap sadece siyasetin değil, bütün bir toplumun ahlak anlayışını tartışmaya açacak bir boyuta taşıyacaktır. Bakın şimdi daha beş gün önce milletvekilleri yemin ederken okudukları metinden bir alıntı yapmak istiyorum; “Toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; “Böyle yemin eden bir milletvekili seçim döneminde kazanmak için montajlanmış yalan, düzmece video görüntüleriyle kara propaganda yapılmasını ister mi? Devletin bütün imkanlarının sonuna kadar bir siyasi parti lehine kullanılmasına, seçim kazanmak için her yolun mübah sayılacağı bir ortama rıza gösterebilir mi? Bir parti lehine kullanılan imkanlarda muhalif parti seçmenlerinin hakkı yok mu, kul hakkına girmez mi?  Böyle bir yozlaşma olabilir mi? Demokrasi ile yönetilen Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama olur? Demek ki kutuplaştırma politikaları bunun için uygulanmış. Bu durum vatanımız ve milletimiz için çok ama çok tehlikeli bir ortam yaratmıyor mu? Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çok önem verdiği ve kurtuluş savaşını kazanmamızın en önemli unsuru olan iç cephede birlik ve beraberlik; cephenin yarısını dışlayarak, onların hakkını seçim kazanma uğruna bir siyasi partinin lehine kullanarak mı sağlanacak? Bunun acı sonucunun milletin birlik beraberliğini bozmak olacağı görülmüyor mu? Bindiğimiz dalı kestiğimizin farkında mıyız? Değilsek umarım bir an önce farkına varırız da açılan yarayı kapatarak iç cephede birlik ve beraberliği sağlarız. Aksi takdirde seçim kampanyası sırasında olur olmaz şekilde dile getirilen beka sorunu tam da bu nokta olacaktır. Son olarak; Cumhurbaşkanı adayı Kemal KILIÇDAROĞLU’nun kampanya süresince toplanan bağış miktarı ile harcanan yerlerin dökümünü kamuoyunun paylaşmasını beklendiğini ifade etmek isterim. Bugünkü yazımı da Halk şairi Nazım Hikmet RAN‘ın Yaşamaya Dair (1) şiiri ile bitirmek istiyorum.

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,  

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan,

sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

yaşamak yanı ağır bastığından                                      

1947

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum