ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ:
24 Temmuz 2025, Perşembe 20:32Adı üzerinde henüz tam bir uzlaşı sağlanamayan “Barış- Çözüm- Açılım-Birlik-Kardeşlik v.b.” esas olarak terörsüz Türkiye için TBMM de komisyon kurma çalışmalarının hızlandığı günlerde televizyon ekranlarında hemen her akşam kendini uzman olarak gören bazı konuşmacılar bağlı oldukları siyasi partilerin görüşlerini yorulmadan tekrarlamaya devam ediyorlar. Samimi bulmadığım süreç konusunda görüşlerimi daha önce yazmıştım, tekrar etmek istemem. At iziyle it izinin karıştığı bir ortamda ne olduğunu tam olarak bilmemesine rağmen mikrofonu kapan sanki kendi tekellerindeymiş gibi milliyetçilik ile yerli ve milliliğe sarılıyor. Bugün, millet ve milliyetçilik hakkında cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ’ün düşüncelerini İlker BAŞBUĞ un “Biz Türk Milliyetçisiyiz” kitabından aktarırken, faydalanılan diğer eserleri de kaynak olarak paylaşmak istiyorum.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Anlatıyor:
“” Demokrasi insan ırkının ümididir. Biz ne zor kullanmak ne de fetih istiyoruz. Yalnız bırakılmamızı, kendi ekonomik ve siyasi kaderimizi kendimizin tayin etmesine müsaade edilmesini istiyoruz. Kan ve fetihle dolu bunca yıldan sonra nihayet Türkler bir anavatana kavuşmuşlardır. Bunun sınırları belirlenmiştir. İşte bu sınırlar içinde mevkiimizi korumak ve kendi kurtuluşumuz için çalışmak, kendi evimizin efendileri olmak niyetindeyiz.
Bir milletin diğerine müdahalesi, bencil milliyetçiliğin bir parçasıdır. Küçük hesaplı siyaset, dünyanın baş belasıdır. Biz şimdi Türk’üz, sadece Türk. Kendi kaderini tayin idealine dayanan, Türklere ait bir Türkiye istiyoruz. Bu milliyetçilik demektir. Ama bu bencil cinsten bir milliyetçilik değildir. (Atatürk ‘ün bütün eserleri cilt 16 Kaynak yayınları 2005, Syf.37)
Efendiler, neticede millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu siyasi ve sosyal bir birliktir. Evet biz Türk milliyetçisiyiz. Bizim milliyetçilik anlayışımız; gerek müstakil, gerek başka devletlerin tebaası halinde yaşayan bütün Türkleri bir kardeşlik duygularıyla sevmek, onların refahını dilemekle beraber, hariçteki Türkleri kendi siyasi çalışma hudutlarının dışında tutar.
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ve Türk dili ile konuşan, Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür. Türk milleti büyük insanlık ailesinin yüksek ve şerefli bir parçasıdır. Bu nedenle bütün insanlığı sever. Milli menfaatlerine dokunulmadıkça başka milletlere karşı düşmanlık beslemez ve böyle düşüncelerin başkalarının belleğine sokulmasına çalışmaz.
Türk milliyetçiliği, bütün çağdaş milletlerle ilerleme ve gelişme yolunda ahenkle yürümekle beraber, Türk sosyal topluluğunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar. Bu nedenle, milli olmayan cereyanların memlekete girmesini ve yayılmasını istemez. ( Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt 3 Remzi Kitabevi 2020, Syf.417)
Atatürk yaptığı bir konuşmada Türkiye Cumhuriyetinin kurucu unsurunun Türkiye halkı olduğunu Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir cümlesiyle açıkça ifade etmişti; Türkiye devletini kuran Türkiye halkında hükümdar yoktur, diktatör yoktur. Türkiye, Lozan Barış Antlaşmasıyla sınırları çizilen Türkiye Cumhuriyetinin vatan topraklarıdır. (Atatürk ‘ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, 2006 syf.556 )
Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile bitkin bir adamım. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasıyla ayakta durabilir.
Ben şahsen bu saydığım niteliğe çok önem veririm. Ve bu niteliğin kendimde varlığını iddia etmek için milletimin de aynı niteliklerle vasıflı olmasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir.
Millet ve memleketin menfaati gerektirdiği takdirde insanlık alemini oluşturan milletlerden her biriyle medeniyet koşullarından olan dostluk ve siyaset ilişkilerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, ekonomik, adli, askeri, kültürel, ve benzeri her konuda tam bağımsızlık ve serbestlik demektir. Bu saydıklarımdan herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyeti demektir. Türkiye’nin bütün felaket sebeplerinin ekonomi alanında uğradığı engellerden doğduğunu tekrara gerek görmem. Yaşam ve tam bağımsızlığın ekonomiden ve tam bağımsızlıktan ibaret olduğuna inanıyorum.
Türklük esastır. Bu mevcudiyeti tarih içinde araştırmak, zincirleme bir tarih içinde tespit edilecek Türk medeniyeti ile övünmek yerinde olur. Fakat bu övünmeye layık olmak için bugün çalışmak lazımdır. Her sahada bilhassa medeniyet alemine eser vermek için çalışkan olmayı hedef tutmalıdır.
Türk milleti, tarihle övün, çünkü senin ecdadın, medeniyetler kuran, devletler imparatorluklar yaratan bir mevcudiyettir. Sen, Anadolu denen bu yurda, sonradan gelme değil, ilk yerleşip medeniyet kuranların çocuklarısın.
Fakat geleceğe güvenebilmek için, bugün çalışman lazımdır. Çünkü yalnız tarih övüncü bir meziyet sayılmaz. (Atatürk Bütün Eserleri, Kaynak yayınları, 2010, syf.45.) “”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum