Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

CUMHURİYET DEVRİMİ (1)

27 Ekim 2023, Cuma 17:24

29 Ekim 2023 Pazar günü Cumhuriyetimizin ilan edilişinin 100.yılını kutlayacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişiyle “ BÜYÜK MİLLET BAYRAMIMIZ, KUTLU OLSUN.”

Birinci dünya savaşından sonra işgal edilen vatanımızdan düşmanları denize döktükten sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün önderliğinde çok büyük fedakarlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilen devrimlerle adının bağımsızlık tarihine altın harflerle kazınmasını sağlamış, mazlum milletlere örnek olmuş, emperyalizme ilk yenilgiyi tattırmıştır. Bu büyük başarının temelinde binlerce şehidin, binlerce gazinin kanlarıyla karılan, uğruna can verip bir karış toprağını, bir tek çakıl taşını vermediğimiz vatan sevgisi harcı vardır. Başta; Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere düşman işgalinden kurtuluşumuzu ve Cumhuriyet Devrimini gerçekleştiren; milli mücadele kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında; milletimizin “kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmak üzere “ya istiklal ya ölüm” ilkesi ile başlattığı Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır. 23 Nisan 1920’de, milli iradeye dayanan Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve bütün dünya ya karşı, yayınladığı beyanname ile “egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilan ederek devrimin ilk adımını atmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitişini ve Lozan Antlaşması’yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayını takiben, artık devlet yönetiminin isim alması gerekiyordu. Bunun için 29 Ekim 1923 günü T.B.M.M de yapılan Anayasa değişikliği ile 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet ilan edildi. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları Türk milleti ile bütünleşerek verilen kurtuluş savaşı sonucu sadece vatanımızı düşman işgalinden kurtarmamış, aynı zamanda dünyada eşi benzeri olmayan örnek bir halk devrimi gerçekleştirmiştir.

***

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet yönetim şekli demektir; Dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. 

Cumhuriyet yönetimi, siyasi hayatımıza egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır. Osmanlı Devletinde egemenliğin kaynağı ilahi iradeye bağlanıyor, bunu da Sultan-Halife sıfatıyla bir kişi temsil ediyordu. Millet haklarını yok eden, millî iradeyi geçersiz kılan bu anlayış, Cumhuriyet devrimiyle yıkılmıştır. Cumhuriyet devrimi, bütün vatandaşları kanun önünde eşit saymış, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, milli birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici, pekiştirici olmuştur. Cumhuriyet devrimi aynı zamanda, insana verdiği değer, insan hak ve hürriyetlerine gösterdiği saygı nedeniyle, çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur. Türkiye’nin orta çağ karanlığından kurtularak çağ atlaması, milletimizin Atatürk’ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, laik ve demokratik cumhuriyet devrimi sayesinde mümkün olabilmiştir. İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, laik ve demokratik cumhuriyet devrimi, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti’nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.

***

Cumhuriyet devriminin en önemli özelliği, seçim esasına dayanan bir idare olmasıdır. Bu seçimde gerek seçme gerekse seçilme hakkı bakımından belli bir kişiye, belli bir zümreye, belli bir sınıfa ait değildir; bütünüyle millete aittir. Cumhuriyetle yönetilen devlette bir görevin, ilahi bir kuvvete dayanması veya babadan oğul a geçmesi gibi bir usul de yoktur, olamaz. Cumhuriyet yönetiminde seçimle iş başına gelenlerin görev süresi belli bir dönemi kapsar; yani cumhuriyet devriminde kaydı hayat şartı ile bir görev söz konusu değildir. Seçimle iş başına gelenlerin görev süresi yasalarla belirlenen bir dönemi kapsar. Belirlenen süre sonunda yine yasalar izin verirse seçimle göreve devam edebilir. 2018 yılında yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçmiş durumdayız. Uygulamanın ilk beş yılında yeni sistemin anlatılanın çok uzağında bir fayda sergilediğini yaşayarak gördük. Son yıllarda yasa değişikliği yapılırken gerekli özen gösterilmediği ve iktidarın kesintisiz devam etme isteği ile seçim kanunlarında çok sık olarak değişiklikler yapılması sonucunda iktidar-muhalefet arasında gereksiz tartışmalar yaşandığına şahit oluyoruz. Milletimizin bu kısır tartışmalarla kaybedilen zaman dışında hiçbir sorununa çözüm üretilemiyor.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum