Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

KALIBININ ADAMI? (1)

06 Eylül 2023, Çarşamba 14:01

Yazılarımı takip eden okuyucuların; başlıktan kimden söz edeceğimi tahmin ettiklerini duyar gibi oluyorum.

Evet bugün CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14-28 Mayıs seçim sonuçları sonrası toplumda oluşan lider  başta olmak üzere  CHP’de değişim talepleri karşısında takındığı tavır ve sergilediği tutum  ile ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

***

Seçim sonrası yazdığım "DEĞİŞİM" başlıklı yazıda CHP de değişim konusundaki görüşlerimi paylaşmıştım. Yazının yayımlanmasından sonra ortalığa dökülen pek çok bilgi ve belgeye rağmen ben yine aynı noktadayım. CHP yerel seçimlere kurultay yapmadan pek çok yanlışına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında girmelidir. O Kendi tabiriyle gemiyi güvenli limana kaptan olarak ben götüreyim diyor ama bana göre aslında ortada bir cenaze var ve bu cenazeyi kendisi ve çok değerli ekibi kaldırmalıdır. Bu süreçte genel başkan dahil yapılacak bir kadro değişikliği yerel seçimlerin kaybedilmesine neden olabilir. Fatura yeni gelen genel başkan ve ekibine kesilir ki haksızlık olur. Kılıçdaroğlu kendisine olan güvene teşekkür ederek yerel seçim sonrası yapılacak kurultayda aday olmayacağını açıklamalı, yüzüne gözüne bulaştırmadan bu değişimin önünü açmalıdır. Ben bir kurultay çekişme ve kavgası olmadan partinin Kılıçdaroğlu liderliğinde yerel seçimlere girilmesinin istenen sonuç alınmasa bile en az kayıpla atlatılabileceğini düşünüyorum.

***

Gelişmeler büyük bir olasılıkla düşüncemin gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Yanılmayı çok isterim ama görünen o ki yerel seçim öncesi kurultay ısrarı; kurultay sonrası oluşacak parti yönetiminin belirleyeceği belediye başkan adayları ve meclis üyeleri listeleriyle yerel seçimlere girilirse istenilen sonucun alınmasını da zora sokacaktır. Kurultay süreci başlamış il ve ilçelerde devam etmektedir. Ancak bu süreç yerel seçim öncesi büyük kurultay yapılmasını zorunlu kılmıyor. Parti Meclisi kararıyla büyük kurultay tarihi yerel seçim sonrasına bırakılabilir. Öte yandan büyük kurultayda yapılacak, bir-iki tüzük maddesi değişikliği, delegenin gazını almaya yönelik olarak algılanır, CHP üyesinin ve halkın beklentisini karşılamaktan uzak kalacaktır. Yerel seçim öncesi büyük kurultay mevcut yönetimin yerel seçim sonrası da göreve devam etme arzusunda olduğunu göstermekten başka bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Gereksiz arayışlarla vakit kaybetmek doğru değildir. Türkiye’nin ve CHP’nin kökten ve esaslı bir değişimle bir an önce ATATÜRK'ün CHP'sine dönmesi gerekir. Çünkü bu arayışlarda çok ama çok zaman kaybedildi.

***

Yerel seçimlere cumhur ittifakı yine birlikte gireceğini açıkladı. Millet ittifakında bugün itibariyle bir uzlaşma görünmüyor. İttifak yapılmadan seçime girilirse özellikle büyükşehirlerde seçim kazanılmasında sıkıntı yaşanacağı hatta hezimetle karşılaşılacağı kamuoyunda kabul görülen bir gerçek gibi duruyor. K.KILIÇDAROĞLU Millet ittifakında yer alarak CHP kontenjanından TBMM ne 39 milletvekili sokan Gelecek, Saadet, Demokrat ve Deva Partileri ile kuracağı diyalogla bu partilerin yerel seçimlerde belediyelerde aday çıkartmadan veya sembolik 3-5 belediyede aday göstererek CHP adaylarını destekleme kararı almalarını sağlamalıdır. Çünkü bu partilerin seçimlerde getirdikleri oylarla orantısız bir şekilde TBMM de yer almalarını örgütleri darıltma pahasına kendi kararı olmuştur. Seçimlerde %1 oy getiremeyen partilere verilen bu 39 milletvekili kontenjanı, örgütü bir tarafa bırakın parti meclisinde ve milletvekillerinde bile henüz tam olarak hazmedilmedi. Şimdi ortada bir seçim cenazesi vardır, ulufe dağıtır gibi bakanlık dağıtanlar bu cenazeyi kaldırmayı başarmak zorundadır. Bu partilere kontenjan verilmesi kararını alan KILIÇDAROĞLU, aynı partileri ikna ederek belediyelere destek sağlamak zorundadır. Vefa İstanbul'da bir semt adı değilse adı geçen partiler de bu dayanışmayı göstermelidir. Aksi taktirde CHP örgütünü bundan sonra millet ittifakına ikna etmek çok zor olacaktır.

***

Öte yandan 14-28 Mayıs seçimlerinde yaşananlar ortadayken millet ittifakı paydaşlarından İYİ PARTİ ile yeni bir seçim ortaklığı nasıl sağlanacaktır bilemiyorum. Ancak 2019 seçimleri kadar kolay olacağını zannetmiyorum. Seçmenlerine yeni bir seçim hezimeti yaşatmak istemiyorlarsa iki partide kaprisleri ve hesaplaşmayı sonraya bırakarak yerel seçimlere mutlaka ortak girmelidir. 14-28 Mayıs seçimleri kaybedildikten sonra ittifak içinde yaşananlar, medya aracılığı ile kamuoyuna sızdırılan rezaletler yerel seçimin iktidara kaybedilmemesi gerektiğinin önemini bir kat daha arttırmıştır. CHP’nin önünde nasıl çözeceklerini kendilerinin bile bilmediği bunca sorun varken, seçimlere beş ay kala kurultay yapmaya çalışmak vakit ve dolayısıyla seçim kaybından başka bir işe yaramayacaktır. Oysa yapılması gereken bir an önce olabildiği kadar çok sayıda parti ile adil bir ittifak protokolü yeniledikten sonra örgütlerin onayı doğrultusunda aday belirleyerek sahaya inmek olmalıdır. Aday belirlemede geç kalınırsa bedelinin ne olacağı unutulmaz her halde.

***

Bütün gelişmiş ülkelerde siyasetin içinde değişim hep vardır. Seçim kaybeden siyasi parti lideri parti başkanlığından istifa eder. Bizde de siyasiler partinin başına gelene kadar aynı düşünceyi paylaştıklarını ifade etmesine rağmen koltuğa oturunca on kez seçim kaybetse bile oralı olmaz ve pişkinlikle genel başkan koltuğuna oturmaya, halkın beklediği değişime engel olmaya devam eder. Oysa değişim halkın gündemine bir kez girince, direnen kaybeder. Sadece koltuğunu değil aynı zamanda seçmen nezdinde itibarını da kaybeder. Çünkü değişime direnen lider ondan sonra kaybedilen seçimlerin tek sorumlusu olur.

 

Yazının devamı:"iki kişinin namusuna emanet edilmiş gizli protokol"

09/09/2023 Cumartesi günü yayımlanacaktır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum