Reklamı Geç
MSM SANİYELİ
Tekirdağ
20 Haziran, 2025, Cuma
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    110793.97$

KİMİN HAYALİNİ YAŞIYOR BU ÇOCUKLAR

20 Haziran 2025, Cuma 12:12

Eğitim neydi?
Sadece bir okul sırasına oturmak mıydı? Tahta başında anlatılan formüller, ezberlenen tarih sayfaları mıydı?
Bir sınavdan yüz almak, bir diploma almak mıydı?

Hayır...
Eğitim, bundan çok daha fazlasıydı.
Eğitim, insan olmaya giden yoldu. Kendini tanımak, başkasını anlamak, merhamet duyabilmekti.
İlk adımı annemizin dizinin dibinde atardık. Babamızın bir selamı, dedemizin anlattığı bir hikâye, komşunun “kolay gelsin” deyişiyle başlardı.
Bazen bir kuşu beslerken, bazen yere düşen arkadaşımıza el uzatırken…

Ama zamanla bu sesler bastırıldı.
Sınavlar geldi, testler geldi, yarış başladı.
Kazanan kimdi gerçekten?
Ve kaybeden kimdi?

Diploma önemlidir, evet. Ama ona giden yolda neyi kaybettiğimizi hiç sorduk mu kendimize?
Bir çocuğun göz altlarındaki morlukları, omuzlarındaki baskıyı, geceleri ağlayarak ders çalışmasını başarı mı sandık?
Yoksa sadece yarışa yetişmesi gerektiğine mi inandık?

Ebeveynler olarak çocuklarımızı çok seviyoruz. Onlar için en iyisini istiyoruz. Ama bazen “en iyi”yi zannettiğimiz şey, onları bizden uzaklaştırıyor.
Onların sesini duymayı, isteklerini sormayı, yollarını kendi adımlarına göre çizmeyi unuttuk.

Ama asıl unuttuğumuz şey şu oldu:
*Çocuklarımız bizim hayal ettiğimiz değil, kendi hayatlarını inşa etmesi gereken bireylerdi.*
Biz onlara rehber olmalıydık, proje yöneticisi değil.
Kendi yapamadıklarımızı, eksik kalmış hırslarımızı, kırık hayallerimizi onlara yükledik.
“Sen bizim gibi olma, daha yukarı çık,” dedik.
Ama unuttuk…
'Merdivenin tepesine çıkan herkes mutlu olmaz.'

Bugün dünya yangın yeri.
Savaş var. Silahlar konuşuyor, çocuklar ölüyor.
Ve biz yıllardır “eğitim her şeyin ilacıdır” derken, bu savaşları çıkaranların çoğunun çok iyi okullardan mezun olduğunu görüyoruz.
Demek ki bilgi tek başına yetmiyor.
Bir üniversite mezunu, vicdanlı olmayınca, eğitilmiş değil; sadece *öğretilmiş* oluyor.

İnsan vicdanı olmadan öğrenirse, sadece daha zararlı olur.
Savaşları durduramayan bir eğitim anlayışı, insanı sadece sistemin dişlisine dönüştürür.

Gerçek eğitim, neyi ne zaman bileceğinden önce, neyin doğru olduğunu bilmekti.
Bir insan, çok şey bilip kötü bir kalbe sahipse… O kişi gerçekten eğitimli midir?

Peki, neden bu kadar çaba?
Hırs mı?
Toplumda saygınlık görmek mi?
Komşudan geri kalmamak mı?
Bir çocuğun hayalini “başkaları ne der?” sorusuyla çizmek ne kadar adil?

Oysa ne güzel olurdu, ahlaklı bireyler yetiştirmek. Duygularına sahip çıkan, başkasının acısını hissedebilen, sokaktaki bir kediyi görebilen çocuklar…
Disiplinli ama vicdanlı.
Cesur ama anlayışlı.
Bilgili ama kibirsiz.

---

''Ve güzel bir detay…''

Bir gün Anadolu’nun küçük bir köy okulunda, öğretmeni sormuş:
– "Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz çocuklar?"
Biri doktor, biri mühendis, biri öğretmen demiş.
Sınıfın en sessizi parmak kaldırmış.
– “Ben insan olmak istiyorum öğretmenim,” demiş.
Sınıf sessizliğe gömülmüş.

İşte gerçek eğitim, o cümlede gizliydi.

---

Bugün çocuğumuza “kaç aldın?” demek yerine,
“Birine iyi davranabildin mi?” diye sorsak…
Belki de yarını kurtaran ilk adımı atmış oluruz.

Ve şimdi siz okuyucular…
Kendi çocuğunuza en son ne zaman insan olmanın ne demek olduğunu sordunuz?
Ve cevabını gerçekten dinlediniz mi?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum