MİLLET SORUYOR! (1)

Millet ve Milletvekilleri yazı dizisinin (4) bölümünde sayın milletvekillerinin aldıkları maaş konusunda edinebildiğim bilgiler ışığında görüşlerimi aktardım. Aynı yazımda 7 sayın Tekirdağ milletvekili ile birden fazla maaş alan üst düzey bürokratları tespit ederek kamuoyuna ifşa eden CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın TBMM sitesinde yazan e-posta adreslerine gazetemiz aracılığı ile e-posta göndererek aldıkları maaş konusunda bilgi talep edeceğimizi belirtmiştim. Büyük bir olasılıkla cevap gelmeyeceğini biliyordum, yanılmadım. Cevap verme haklarına duyduğumuz saygı gereği yazımın içeriği konusunda bilgilendirerek aldıkları maaş konusunda yönelttiğimiz sorulara an itibarıyla sayın milletvekillerinden cevap ve geri dönüş olmamıştır. Gelen cevapları okuyucularımla paylaşacağımı, cevap gelmezse o konuda da yine okuyucularımı bilgilendireceğimi yazmıştım. Maalesef 7 Tekirdağ milletvekili ile CHP Zonguldak Milletvekili Yavuzyılmaz’dan da cevap gelmedi.  Üzgünüm ama vekillerin eski deyimle ‘hal-i pür melal’i’ budur işte...

***

Milletvekillerinden cevap gelmeyeceğini tahmin ettiğim için üşenmedim aynı soruları bilgi edindirme kanunu gereği cevaplanmak üzere TBMM Başkanlığı, Milletvekili İşlemleri Başkanlığına aynı soruları yönelttim. Oradan da ödenek, yolluk harcırah ödemelerinin ilgili kanun ve yönetmelikler kapsamında yapıldığına dair bir cevap geldi. Sorularımın cevabı olmasa da hiç olmazsa bir cevap geldi. Oysa hatırladığınız gibi soru çok basitti; ‘Parti ayırımı yapmadan başta TBMM başkanı olmak üzere sayın Tekirdağ Milletvekillerimize sesleniyorum: Aldığınız maaş, ikramiye, özel hizmet tazminatı, makam tazminatı, aile yardımı, yolluk, asgari geçim indirimi, telefon faturası, danışman ve sekreter ücretlerinin aylık ya da yıllık toplam tutarı nedir?’

***

Bu basit soruya neden cevap verilmediğini anlayamıyorum. Anlayan okurum varsa lütfen yazsın, okuyucularımla paylaşacağım. Soruda bir devlet sırrı söz konusu olsa anlarım, açıklanmaz, yahu vekilinin aldığı maaşın millette açıklanması devlet sırrı olur mu? saklanır mı be? Benzetmek gibi olmasın dava için avukata vekalet veriyorsun fiyatı bilmiyorsun. Hayatın normal akışında böyle bir şey olabilir mi? Öte yandan toplantılarda tüm siyasiler mikrofonu kaptığınız zaman mangalda kül bırakmıyorsunuz, yok açıklık, yok şeffaflık, yok bilmem ne! Şeffaflıksa millet te onu diyor zaten: Efendiler bizim ödediğimiz vergilerden aldığınız maaş ne kadardır? Her birinizin millete maliyeti nedir? Milletin, vekilinin maaşını öğrenmesini neden istemiyorsunuz? Sıkılmayın söyleyin lütfen… Sayın vekil Yavuzyılmaz; üst düzey bürokratların kaç yerden maaş aldığını tespit ederek kamuoyuna ifşa ediyorsunuz, peki siz kendi maaşınızı neden millete açıklayamıyorsunuz? Yoksa maaşınızın açıklanmasını da dokunulmazlık kapsamında mı değerlendiriyorsunuz?

Bir başka konu da, bütün muhalefet vekilleri haklı olarak Cumhurbaşkanının tartışılan diplomasının orijinalinin gösterilerek ispatını talep ediyor. Ama kendilerine gelince vergilerimizden aldıkları paraların belgesini göstermek zahmetine katlanamıyor. Kibirlerinden diyeceğim ama değil, milletin bilmesini istemedikleri bir şeyler var gibime geliyor.

Bence; Milletvekili maaşları konusunda bütün dönemlerde milletvekili özlük hakları iyileştirme koalisyonu oluşturuluyor. Tam bir uyum içinde istedikleri düzenlemeyi yapabildikleri için, maaşlarının açıklanmaması yönünde de aralarında gizli bir anlaşma var ki yaptıkları iyileştirmelerin millet tarafından öğrenmesini istenmiyorlar.

Şimdi ben tüm seçmenlerimizi göreve çağırıyorum. Seçim döneminde tüm vekiller vatandaşlara kendilerini tanıtmak için millet ziyaretlerinde bulunuyor, geziyorlar. Karşılaştığınız vekillere aldıkları ödenek, yolluk, harcırah, sekreter, danışman adet ve maaşlarını, iletişim masraflarını; özetle her birinin millete maliyetini sorun lütfen. Çekinmeyin sorun. Yeni vekil olacaklardan da aldıkları ilk maaşların bordrosunu veya ödeme talimatının belgesini milletle paylaşma sözünü alın. Büyük bir ihtimalle unutacaklar, yerine getirmeyecekler ama siz yine de o sözü isteyin.

Milletvekilleri aldıkları maaşı utanıp söyleyemiyorlar ama ülkemizde yaklaşık 15 milyon emeklinin açlık sınırında yaşam mücadelesi verdiğini söylememiz gerekiyor. Bunun öncelikli sorumlusu tabi ki 21 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarıdır. Ancak muhalefetin de sorumlu olduğunu görmezden gelirsek hata yaparız. Çünkü milletvekili özlük haklarında gösterilen görüş birliği ve uyum maalesef asgari ücret ve emekli maaşları tespitinde oluşturulmamıştır. Yani muhalefet milletvekilleri önce can diyerek kendi maaşlarının artışında iktidarla gayet güzel anlaşmışlar, asgari ücretli ve emekli maaşlarını unutuvermişlerdir.

***

AKP iktidarı emeklileri zaten baştan beri yok saymış, devletin sırtında bir yük görmüştür. Halbuki özelleştirme diye peşkeş çekilen bütün kamu mallarında yok saydıkları emeklilerin emeği, payı, hakkı vardır. Yani kul hakkı vardır. Ama AKP iktidarında şunu gördük ki yeşil doların hakkı her zaman kul hakkından önce gelmiş, halende gelmeye devam etmektedir.

 Muhalefetin az da olsa çabasını elbette yok sayamayız. İsyanım kendi özlük haklarında akıl almaz iyileştirmeler yapılırken emekli ve asgari ücretliler için gerekli mücadeleyi neden yapmadıklarınadır. Yani AKP grubu milletvekillerinin özlük haklarında yapılacak iyileştirmeler için teklif getirdiğinde, teklife asgari ücret ve asgari emekli maaşlarında da iyileştirme şartını koyarak direnebilselerdi bugün asgari ücret ve emekli maaşları en az açlık sınırının üzerinde olurdu.  Bana göre milletvekillerinin özlük haklarında yapılan iyileştirmeler muhalefet milletvekillerine adeta sus payı olmuş ve gereken mücadeleyi yapılmasını engellemiştir.

Bugünkü yazımı Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiiri ile bitirmek istiyorum.                             

Memleket isterim, Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim, Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim, Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim, Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; olursa bir şikâyet ölümden olsun.

NOT: MİLLET SORUYOR! (2) pazartesi günü yayımlanacaktır.