MİLLET SORUYOR! (2)

14 Mayıs seçimlerinde ilk defa oy kullanacak gençler ile 21 yıllık AKP iktidarında yok sayılarak adeta açlığa mahkûm edilen emeklilerin oylarının belirleyici olacağını düşünüyorum. Gençler özeleştirmelerle cumhuriyet kazanımlarının tümünün yok edildiğini, yolcu, hasta, geçiş garantili adrese teslim KÖİ ihaleleri ile yapılan borçlanmaları uzun yıllar ödemek zorunda kalacakları için; görüşümüz alınmadan bizi neden borçlandırdınız, hayallerimizi yok ettiniz diye soruyorlar. Emekliler ise 21 yıldır bizi yok saydınız, tertemiz oylarımızı aldınız, size inanmıştık verdiğiniz sözleri tutmadınız sadece algı operasyonlarıyla tutmuş gibi davrandınız. Neden bizi oyaladınız, kandırdınız TÜİK gibi kurumların makyajlı hesaplarıyla enflasyona ezdirdiniz, açlığa mahkûm ettiniz diye soruyor. Daha da önemlisi oylarımız artık çantada keklik değil cami imamı kendi oyunu nereye verirse versin, bizi etkileme çabalarını bıraksın artık oylarımız bizi yok saymayanlara vereceğiz diyor. Enflasyona ezdirmedik yalanının gerçeğine bakmak ister misiniz ?

2002 yılında en düşük emekli aylığı 240 TL iken asgari ücret 184 TL idi. En düşük emekli maaşı alan yurttaşımız maaşı ile 10 adet çeyrek altın alabiliyordu. Yine en düşük emekli aylığı asgari ücretten %30,5 daha FAZLAYDI.

2023 yılında seçim kaybetme korkusuyla en düşük emekli aylığı 7500 TL asgari ücret ise 8500 TL. yapıldı. En düşük maaş alan emekli yurttaşımız maaşı ile bugün ancak 3,3 çeyrek altın alınabiliyor. En düşük emekli aylığı asgari ücretten artık %13,3 daha AZDIR.

AKP iktidarının yaptığı en iyi iş olan algı operasyonları ile bunu: asgari ücreti 240 TL’den 8500 TL ye çıkartarak  (35.45 kat) arttırdık diye milleti aldatmaya çalışmaktadır.

Halbuki satın alma gücü olarak çeyrek altındaki artış baz alındığında en düşük emekli aylığının bugün 22800 TL olması gerekirdi. Yine asgari ücretteki artışla oranıyla karşılaştırıldığında ise en düşük emekli aylığı bugün 11135 TL olmalıydı. Üstelik 7500 TL nin yaklaşık 2000 TL si hazineden sübvanse edilmekte bir sonraki artış sübvanse edilen kısın düşüldükten sonra kalan maaşın üzerine yapılacağı için artış miktarı düşük olacaktır. Emeklilerimize reva görülen böyle bir uygulama başka hangi ülkelerde var, var mı doğrusu bilmiyorum. Ama Türkiye gerçeği bu maalesef. Emeklilerin yok sayılarak sömürülmesinden başka bir anlamı olduğunu düşünemiyorum artık.

CHP genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU yıllarca emeklilere iki dini bayram öncesi ikramiye verilmesini söyledi durdu. Sonunda AKP hükümetinin kararıyla yine bir seçim havucu gibi 2018 yılında tüm emeklilere iki dini bayramda 1000 TL ikramiye olarak verilmeye başlandı.2021 yılına kadar 1000 TL olan ikramiye 2021 yılında 1100 TL olarak ödendi 2023’te de 2000 TL ye yükseltildi. Yine algı operasyonu ile 1000 TL’den %100 artışla 2000 TL çıkardık diye başarı masalları anlatılmaya başlandı. Bakın şimdi verilen ikramiyeye TÜİK enflasyon rakamları yansıtılsaydı ki en az bu olmalıydı. İkramiye miktarları 2019 da 1205 TL, 2020 de 1350 TL,2021 de 1552 TL,2022 de 2300 TL,2023’te 3625 TL olması gerekiyordu. 2023 ne oldu 2000 TL. Bunun neresi emekliyi enflasyona ezdirmemek oluyor bilen, anlayan varsa beri gelsin. Algı operasyonlarını ve yalanları bir tarafa bırakın. İşte size tek gerçek; 21 yıllık AKP iktidarında enflasyon emeklinin üzerinden silindir gibi geçti, emekliyi yok sayarak adeta açlığa mahkûm etti, hepsi bu işte… Övünecekseniz bununla övünebilirsiniz…

Millet İttifakının 13.Cumhurbaşkanı adayı Kemal KILIÇDAROĞLU ‘nun emeklilere iki bayramda verilen ikramiye miktarının asgari ücret kadar olacağı vaadine inanıyorum ve açlık sınırındaki emeklilere destek olacağını görüyorum. Kurban Bayramından itibaren 8500 TL ikramiye verilmeye başlamasının yanı sıra Ramazan Bayramı’nda AKP iktidarının 2000 TL olarak ödediği ikramiyenin geri kalan 5500 TL si ile birlikte Kurban Bayramında emeklilerin hesabına 15000 TL yatırılacağının sözünü veriyor. Yeter mi? Hayır kesinlikle yetmez. 21 yılda AKP nin emeklilik yasalarında yapılan değişiklikler çok mağduriyet yaşatmıştır. Bunların giderilmesi için intibak yasası acilen gündeme gelmeli ve makul bir sürede çıkarılmalıdır. Milli gelir artışından emeklilere verilmesi gereken refah payı geçmiş yıllarda yapılan düzenleme ile kaldırılmıştı. Refah payı uygulaması geçmiş yılları da kapsayacak şekilde yürürlüğe konmalı ve maaşlara yansıtılarak emekliler açlık sınırının üzerinde bir ücrete kavuşturulmalıdır. Emekli maaşları hesapları TÜİK makyajlı rakamlarından mutlaka kurtarılmalıdır. Emeklisine vefa göstermeyen onları yok sayarak açlığa mahkûm eden bir ülke durumuna düştük. Bu utanç verici durumdan ülkemizi bir an önce kurtarmak zorundayız. Emekli maaşları ayrım yapmadan tümü (ssk,bağkur,memur)  Milletvekili maaşlarına endekslenerek anayasal güvenceye alınmalıdır. Bir atasözümüzün dediği gibi ‘Ağlamayan çocuğa mama verilmiyor.’ Seçim döneminde emekliler karşılaştıkları her siyasiye çekinmeden, sıkılmadan içinde bulundukları durumu anlatmalıdır. Utanılacak bir şey yok, onlar yıllarını ülkenin gelişip kalkınması için harcamışlar, vergilerini, sosyal güvenlik primlerini ödemişler, yasal süreyi tamamlayınca emekli olmuşlar, utanacak sıkılacak bir şeyleri yok. Utanacaksa onları yok sayarak açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm hale getiren siyasiler utanmalıdırlar.

Tüm seçmenlere tavsiyem; seçim döneminde siyasilerin hamaset dolu nutuklarına dikkat ederek tuzağa düşmemeleridir. Yok dış güçler, yok beka sorunu, yok savunma sanayi, yok teröristler falan hepsi hikâye.21 yılda gelişen tek şey hamaset, sadece hamaset. Bizden önceki kuşaklarda ‘bu kış komünizm gelecek ’safsatalarıyla kandırılmıştı. Komünizm gündemde olmadığı için artık o söylem kimseyi korkutmuyor. Hoş gelseydi ne olurdu, nasıl olurdu onu bile doğru dürüst tartışmamıza izin vermediler.  Ancak safsatalar değişse de vatandaşları korkutarak kandırarak oylarını alma çabası hiç değişmiyor, ama gelişiyor. Kamuoyu araştırmaları, reklamlar, sahte, yalancı sosyal medya kahramanları, troller hepsi her şey algı yaratmaya, seçmenleri etkileyerek yanıltma ve kandırmaya yönelik araçlardır. Siyaseti araç  olarak görenlerin amacı 1 koyup 5 kazanmak olduğu için finans gücü kuvvetli olan maalesef kazanıyor. Yani programı, karakteri kişiliği güçlü olan değil, cebi kabarık olan kazanıyor. Halk çok tabi ki bu şartlarda kaybediyor. Onları suçlamak için söylemiyorum sadece tuzaklara karşı uyarmak amacıyla söylüyorum. Yoksa algı operasyonları ve operatörleri o kadar değişti ve gelişti ki zengin, sanayileşmiş ülkelerde bile seçmenler üzerinde başarılı olarak manipülasyon yapabiliyorlar. Öyle olmasa ABD de Donald Trump, Fransa da Nicolas Sarkozy başkan olabilir miydi? Aramızdaki tek fark bu ülkelerin seçmenleri kandırıldıklarını çabuk anlayarak hemen dönüş yapabiliyor, bizde ise bu mekanizma yavaş değil çok yavaş çalışıyor.2010 yılında verdiği 2023 hedeflerinde bir tanesini bile tutturamamış AKP hala iktidarda. Maalesef! …

Emeklilerimizin mevcut sömürü çarkından az da olsa kurtularak nefes alabilmesi için örgütlenmekten başka seçenekleri yoktur. Geç kalmış olmakla beraber hızlı ve geniş bir kapsamda örgütlenme kaçınılmazdır. Bakın burada başka ilginç bir tabloyla daha karşılaşıyoruz. Memur emeklilerinin maaşları yetkili sendikanın bakanlıkla yaptığı görüşmeler sonucu ayarlanırken, diğer emeklilerin maaşları yasa gereği TÜİK in belirlediği oranlara göre hesaplanan makyajlı rakamlara göre ayarlanmaktadır. Yahu böyle bir şey olur mu? Memur emeklisi ile SSK ve Bağ-kur emeklisinin ayrılarak ücret artışı yapılması nasıl olabilir. Emekli maaşı artış oranları farklı olur mu hiç? Bunlar aynı hayat pahalılığını yaşamıyorlar mı? Aynı ekmeği, aynı eti aynı peyniri, aynı yumurtayı, aynı soğanı alıp yemiyorlar mı? Aynı parayı ödemiyorlar mı? Yanlış anlaşılmasını da istemem. Farklı oranlarda maaş bağlanmasına sözüm yok, ancak maaş artışlarında farklı yöntemler uygulanması bana göre anayasaya da aykırıdır. Şu kadarını söylemeliyim: Böyle gelmiş ama artık böyle gitmeyecek. Bu da böyle biline…

Bu konuda son söz olarak; Millet artık kendisini kurtaracak bir kahraman beklememelidir. Demokrasilerde gerçek kahraman oyuna sahip çıkarak bilinçli tercih yapan vatandaşın kendisidir. Milleti düştüğü durumdan yine milletin dikkati, azmi, kararı ve mücadelesi kurtaracaktır.

#MAAŞINI AÇIKLAYAMAYAN MİLLETVEKİL İSTEMİYORUZ.