PENCERELERİNİZİ AÇIN

Kimsenin hatası olmayın. Saklısı, yanlışı, imkansızı olmayın. Heyecanlı gelmesin başkalarının dokunduğu bedenler ve küçük heyecanlara kapılıp gitmeyin. Bazen bir bakışın bile hatri kalır yaşanılanlarda. Kapıyı kapattığınızda dışarıda kalan kimseden medet ummayin. Tenler, vücutlar değişir ama hisler değişmez; bir duyguya bel bağlamayın.

Köklü değişiklikler için elinizde birçok sebep olmalı. Huzur, aşk, güven kavramlarının bir tanesi dahi olmazsa bardakta çatlaklar oluşur ve kırık olmayan fakat çatlamış bardak ile ne şu içebilir nede onu çöpe atabilirsiniz. Lütfen bardaklar çatlamadan özen gösterin. Nefes alıyorsanız her şeyin illaki telafisi vardır, ölmeden harekete geçin. Anlık duygularla değil, ahiretlik duygularla ilerleyin. Kötülükte tekrara düşmeyin. Sevmek, sarılmak ve göz göze gelmek gibi güzel temaslardan kaçınmayın. Her kuvvetli duygunun altında derin izler yatar, derin aşklar yaşatın. Açtığınız yaranın izine değil telafisine odaklanın. Vazgeçeceğiniz duygular çaresiz hissetmek, güçsüz olmayı kabullenmek gibi duygular olsun ki sağ eliniz ile sol elinizi sıkıca kavrayın. Evet bir gün herkes ölür ya da gider ama siz sebepli olmasın. Bırakın size hatalar yapılsın, bırakın mahcup görünsün yüzünüz, bırakın acınası görünün; suçlu olmaktan çok daha iyidir. İhtiyacınız olan o güç her zaman avuçlarınızda, dilinizde ve kalbinizde mevcut. Perdeyi sıyırın, pencereyi açın; herkes aynı uzaklıkta güneşe ve aya... Gözlemleyip, harekete geçin, zaman değil çözümler ilaçtır...