Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    31.98
  • EURO
    34.67
  • ALTIN
    2225.8
  • BIST
    9111.5
  • BTC
    65855.908$

ÇERKEZKÖY’ÜN EKSİKLERİ

10 Aralık 2018, Pazartesi 09:56

Her şehrin eksiği olduğu gibi Çerkezköy’ün de eksikleri var muhakkak. Ve belki de fazlasıyla eksik var.

Şimdi yazılacak olan eksiklikler, önümüzdeki belediye seçimlerinde belediye başkan adaylarına rehber de olabilir.

★★★

Önce Çerkezköy’de tam olan bir şey var mı, diye sormamız gerekiyor.

Var.

O da, insanların emekleri, çalışma hırsları, gelecek hayalleri, üretme istekleri…

Bir yerde üretim varsa, orada umut var demektir. Bu umut, üretimi yapan kişilere verilen değerle büyür.

★★★

Çerkezköy’de Türkiye’nin en iyi ilk on arasında yer alan organize sanayi bölgesi var. Her geçen gün yenilenen, değişen bu organize sanayi bölgesi için dahi ‘tam’ diyemeyiz.

Diyemeyiz çünkü organize sanayi bölgesinin de çağa ayak uydurması, vitesi artırması veya hızı yakalaması gerekiyor. Çünkü ilk Sanayi Devriminin yaşandığı yıllarda, nasıl biz alıştığımızın dışına çıkmayarak ve çağa ayak uydurma noktasında ayak diretip geri kaldıysak; şimdi de yine çağa ayak uydurma noktasında ayak diretiyoruz. O günlerde nasıl el emeği, insan gücünün yerini makineler aldıysa, bugün ise makineleri yöneten insanların yerini yapay zeka, kodlama, bilişim, dijitalleşme alıyor.

★★★​​​​​​​

Bu mantığa uygun bir örnek verecek olursak, Gazeteci-Yazar Kemal Öztürk, bu değişime ayak diretmeye örnek olarak Yenişafak Gazetesi’nde kaleme aldığı yazıda şöyle diyor:

“Osmanlı'da binlerce hattat, imparatorluğun hem bürokrasi, hem de ilim ve kültür dünyasının ihtiyacı olan evrakları, kitapları elle yazıyordu. Son derece estetik ve çok güçlü bir sektördü.

Bu hattatların etrafında, kâğıtçılar, müzehhipler, ciltçiler, kalemciler, mürekkepçiler gibi geniş bir yan sektöre de varlığını sürdürüyordu. Matbaa, işte bu sektörün ve esnafın işsiz kalmasına neden olacağı için direnişle karşılaştı.

Bu nedenle matbaanın yaygınlaşması Osmanlı'da çok geç oldu. Ancak sonunda matbaa, hattatlığı ve onunla beraber yaşayan sektörü tamamı ile dönüştürdü ya da ortadan kaldırdı.

Bugün kağıda basılı gazetelerle, dijital medya arasında benzer bir mücadele ve dönüşüm var. Tıpkı matbaa gibi, dijital devrim de medya sektörünü değiştiriyor ve dönüştürüyor. Dünyada bu güçlü ve köklü değişimin farkında olanlar, dijital devrime direnmek yerine, onun avantajlarını medyaya aktarmanın peşinde. Türkiye'de ise işsiz kalacak olan hattatlar ve esnaf gibi, dijital medyaya bir direniş var.”

★★★​​​​​​​

Hıza ayak uydurulmaması halinde, geri kalınır. Geri kaldıktan sonra, bu hıza yetişmek için önceden sarf edilmesi gereken gücün iki katı güç sarf edilmesi gerekiyor ki bu hıza yetişilsin. Ve bu hıza yetişmedikçe, bir sonraki girişim veya sarf edilecek güç de kat be kat artması gerekiyor. Yine de tüm geri kalmışlığa inat, gereken efor ve güç ortaya konularak hıza yetişilir. Tam hıza yetişildi derken, bir zafer sarhoşluğu oluşur. Artık değişim ve dönüşümün bittiği, hızın yavaşladığı veya hiç ilerlenmediği varsayılır. Ve böylece yine ayak uydurulmayarak geride kalınır. Yine bu hıza yetişmek için önceden sarf edilmesi gereken gücün iki veya daha fazla katı gücün sarf edilmesi mecburiyeti oluşur. Sanırım geri kalmışlık tam olarak bu!

★★★​​​​​​​

Belediye hizmetlerine gelecek olursak…

Sanırım Türkiye’de ve Çerkezköy’de sosyal belediyecilik yanlış anlaşılıyor.

Park ve bahçelerin düzenlenmesi ve birkaç ziyaretle sosyal belediye olunmaz. Bu bir yeterlilik değil, sadece bir gerekliliktir…

Belediye başkanı kim olursa olsun, kendisini hükümete veya temsil ettiği partiye karşı sorumlu görmekten çok halka karşı sorumlu görmesi gerekiyor.

Bence sosyal belediyecilik, halkın içinde yaşadığı evde yaşadığını hissettirmektir. Modern, medeni bir toplum oluşturmaktır. Kenetlenmektir. Aitliktir. Mutlu etmektir. Hangi mahallede kimin işsiz olduğunu bilmesi ve ona gereken yardımı yapmaktır, iş bulmaktır, iş imkanı sağlamaktır. Sosyal aktivitede bulunmak için başka bir şehre kaçmasını engellemektir. Yetiştirmektir ve tüm bunların faydasını görmektir.

★★★​​​​​​​

Çerkezköy’de;

-Kültür-sanat faaliyetlerinde büyük bir eksik ve boşluk mevcut… Mesela Çerkezköy Belediyesi’ne bağlı tiyatro kulübü olması gerekiyor. Olmasa da bu konuda destek vermesi gerekiyor. İnsanların kolayca erişebileceği şekilde haftada en az bir kez tiyatro oyunlarının sahnelenmesi gerekiyor.

★★★​​​​​​​

-Doğru düzgün bir sinema yok. Yanlış anlaşılmasın, Belediye sinema salonu açsın demiyorum. Daha iyi bir sinema salonlarının açılması için girişimde bulunması gerektiğini söylemeye çalışıyorum.  

★★★​​​​​​​

-Nüfusu 200 bine yaklaşan Çerkezköy’de sadece 2 tane (yazıyla: iki tane) kitap evi mevcut. Araç gereç satışı yapan veya okul dersleri için kaynak kitap satışı yapan kırtasiyeleri kast etmiyorum, okuma kitabı satan iki kitapçı var. Düşünsenize sahaf evi yok…

★★★​​​​​​​

-Sportif faaliyetler çok zayıf. Mesela Çerkezköy tutturmuş, futbol da futbol. Futbolda da ne durumda olduğu ortada. Hemen bu konuda aklınıza şöyle bir soru gelebilir; belediyecilikle sporun ne alakası var?

Çok alakası var. Mesela yabancı daha doğrusu batılı ülkelerde, futbolcu yetiştirmek için her sokak başında bir yetiştirme kulübü vardır. Veya kim kendini hangi alanda yetiştirmek istiyorsa ona uygun bir yetiştirme kulübü var. Kış sporlarıyla ilgilenmek isteyenler, çok küçük yaşlarda eğitilir, atçılıkla uğraşmak isteyenlere imkanlar sunulur… Uzatmaya gerek yok; yetiştirmeye dayalı bir hedef yok Çerkezköy’de…

★★★​​​​​​​

-Çerkezköy, bir işçi-emekçi şehri. Ve bu gerçek karşısında kayda değer, elle tutulur bir proje yok.

★★★​​​​​​​

-Fabrikalar ve inşaat dışında Çerkezköy’le özdeşmiş bir şey yok. Çerkezköy’ün işçi ve müteahhit şehri kalıbından sıyrılması gerekiyor.

★★★​​​​​​​

-Nüfusu ve yerleşim alanı gittikçe artan Çerkezköy’de halen hayat bir caddeye sığdırılmış durumda. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için halen daha çareyi Atatürk Caddesi’ne gelmekte buluyor. Ticaretin artık yayılması, tek bir caddenin tekelinden çıkarılması gerekiyor.

★★★​​​​​​​

Velhasıl kelam, saydıklarım ve saymayı akıl edemediğim konular, Çerkezköy’ün sosyal bir belediye olması için, çağın hızına yetişen bir şehir olması için gerekli koşullar. Zamana direnen değil, zamana ayak uyduranlardan olalım. Geride kalan değil, hep ileride olanlar olalım. At gözlüğüyle bakanlardan değil, çok boyutlu bakanlardan olalım. 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum