OĞULLARINIZA SAHİP ÇIKIN OĞULLARINIZA!

Kızlarınıza sahip çıkın diye bağıran bi kesim var ülkemde

Oğlunuza sahip çıkın!

Oğlunuza, oğlunuza, oğlunuza…

Siz hiç dört yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz eden kırk yaşında bir kadın gördünüz mü?

Ya da boşanmak istiyor diye yol ortasında boğazı kesilen bir adam gördünüz mü?

Nişan attığı için yüzüne kezzap atılan erkek gördünüz mü?

Duygularına karşılık verilmiyor diye defalarca bıçaklanan erkek gördünüz mü?

Önce tecavüz edilip sonra dağ başında cayır cayır yakılan erkek gördünüz mü?

Sevgilisini terk etti diye silahla vurulan erkek gördünüz mü?

Kızlar tarafından tecavüz edilip plazanın 25’inci katından erkek gördünüz mü?

Her gece içip içip kocasını öldüresiye döven kadın gördünüz mü?

Görmediniz di mi?

Göremezsiniz de

Çünkü erkek her şeyi yapma hakkına sahip görülür

Erkektir yapar

Kadındır susar

Rasgele bi yere çiçek bıraksak bi kadın mezarına denk gelecek kadar öldürüldü

Alt tarafı bi çiçek koklayıp

Bi hayvan sahiplenip

Birkaç inan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan

Nasıl kötü zamana denk geldi ömrümüz

***

“Allah seni toplasın”

Eskiler böyle dua edermiş hep

Ne güzel bir duadır bu

Hele ki bu çağa karşı

Allah seni toplasın

Gözünü

Kulağını

Aklını

Yüreğini

Hayalini toplasın

Sana el olan sınırlardan

Allah seni toplasın

Toplanmazsan dağılacaksın çünkü

Dağılınca da dağıtacaksın…

***

Anneee!

Şimdi ben ne yapayım?

Sessiz doğaya mı?

Dilsiz hayvana mı?

Yitip giden canlara mı yanayım?

***

Ne gökteki kuşu sevdiniz ne yerde ağlayan çocuğu

Ne günah bildiniz ne hayra gitti eliniz

Ne merhamet bildiniz ne tövbe ettiğiniz yaptıklarınız için

Nefes alan her şeyden nefret ettiniz

Bir defa insan olmayı denediniz mi?

***

Bağrımızda yanan alevler söndüğünde

İsli yüzlerin

Yanık ellerin

Yuvasız kalan kuşların

Köküne çekilmiş ağaçların

Ve yitip giden canların

Sebep olanlardan

Bunlara sessiz kalanlardan alacağı var

Yanına kalmaz

Yaktığınız kadar kavrulun

Ateşten gömlek giydik

Ateşle imtihandan geçiyoruz

Yangın alanında bir kelebeğe avucundan su içiren

Kaplumbağayı yanmasın diye kucaklayan

Her şeyi yanan elinde kalan karpuzu canla başla çalışanlara uzatan

Kadını ile erkeği ile ağır su hortumlarını sırtlayan

Kazma kürekle yangına müdahale eden hakkını ödeyemeyeceğimiz insanları gördük

Çok uzaklardan dualarımızla destek olduk

Göz yaşlarımızla izledik çaresizlikle

Rabbim bir daha yaşatmasın güzel ülkeme bu tarifsiz acıları

Külleri savurup tekrardan yeşerteceğiz canları

***

Orada bir köy var uzakta

O köy bizim köyümüzdür

Ateşle rüzgarın acımasız oyunu

Ateşle insanın amansız yarış

Ne çok acı düşürdü onca yüreğe, yuvaya

Ateş düştüğü yeri yaktı kavurdu

Kulakları çınlatan masum canlıların feryadı uzaklardaki bizleri de yaktı kavurdu

Sönecek o ateş

Yeşerecek o ağaç ama yaralar kapansa da hep acıtacak içimizi…

Selam ve dua ile